Suriye bir yıldır Türkiye'nin olduğu gibi UND'nin de birinci gündem maddesi
"Suriye bir yıldır Türkiye'nin olduğu gibi UND'nin de birinci gündem maddesi. Suriye'deki olayların bu kadar sert noktaya gelmiş olması nakliye sektörünü inanılmaz derecede geriletti"
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen, "Suriye bir yıldır Türkiye'nin olduğu gibi UND'nin de birinci gündem maddesi, Suriye'deki olayların bu kadar sert noktaya gelmiş olması nakliye sektörünü inanılmaz derecede geriletti"dedi.
UND, DKV Türkiye ve DKV Euro Service arasındaki işbirliği imza töreninde Suriye ile ilgili son durumu basın mensuplarına değerlendiren Özmen, Suriye'nin bir yıldır Türkiye'nin olduğu gibi UND'nin de birinci gündem maddesi olduğunu belirterek, "Suriye'deki olayların bu kadar sert noktaya gelmiş olması nakliye sektörünü inanılmaz derecede geriletti ki, yalnızca problem gidiş-gelişlerin kesilmesi değil, pazarın da kaybolmasına sebep verdi" dedi. Özmen, şöyle devam etti: "Dün bir geriye dönük istatistiklere baktım. Ortadoğu taşımalarında bir önceki yıldaki taşımalarımızla bu yılki dönemin taşımaları arasında yüzde 22'lik bir azalma gözüküyor. Suriye taşımaları da bu payın içinde önemli bir pay. Fakat bir başka çarpıcı rakam da yabancı plakalı dediğimiz Suudi Arabistan, Suriye plakalı araçların pazar payının yüzde 20 artmış olmasıdır. Burada şunu söyleyebiliriz; Suriye ile ilgili sıkıntı yalnızca Suriye halkının kendi içerisindeki sıkıntı değil Türkiye'ye karşı aldığı tavrın bir göstergesidir. Son bir ayda, oradaki tırlarımızın emniyeti kalmamıştır.
Araçlarımız yüklü bir vaziyette kaçırılmakta, yüklere ve araçlara el konmakta. Geçen gün bir arkadaşımızın arabası kaçırıldı ve 30 bin dolar para vererek araçlarını zor kurtardılar. Bu andan itibaren Suriye'ye Türk arabasının gitmesi mümkün değildir, gitmiyor. Kapı açık fakat o açık kapıdan Suudi Arabistanlı Suriye plakalı araçlar geliyorlar yük alıp geri dönüyorlar pazar payımız da tamamen onların eline geçti." "Kapının kapalı olması, bizim taşıma yapmamamız, taşıyamamamız, güvenli olmaması, ihracatımızın da engellenmesi anlamına gelmiyor" diyen Özmen, "Suriye'den gelen yabancı plakalı araçlarına da yük vermiyor değiliz. Neticede bu ülkenin koyduğu hedefi yakalaması için ihraç mallarının bir şekilde nihai tüketiciye ulaşması lazım. Bu anlamda Mersin Limanından Mısır Limanına olan Ro-ro seferleri daha bir düzenli hale geldi. iki günde bir Mersin'den kalkan 150 araçlık Ro-ro gemisi dolu gidip dolu geliyor, Kızıldeniz'deki aktarma işi de 85 araçlık bir gemi ile yapılıyor, sistemli ve düzenli bir şekilde devam ediyor" diye konuştu.
Ro-ro seferlerinin hem alternatif hem de Türkiye'nin Mısır'la olan karayolu anlaşmasının imzalanmasıyla Türkiye'yi Afrika'ya bağlayan bir yeni güzergah olduğunu işaret eden Özmen, şunları ifade etti: "Türkiye her zaman kendi sıkıntıları içinden ileriye dönük projeler üreten bir ülke. Bu da aslında yeni bir proje yeni bir bağlantı noktası olarak ortaya çıkan iyi bir gelişme, bu hat destekleniyor. Bu hat desteklendiği için de şu anda Kuzey Afrika'daki gelişmeler de rayına oturduğunda artık Mısır Libya karayolu ile Türkiye'ye daha yakın hale gelmiş oldu. Ama bir an önce Suriye'nin istikrara kavuşması hem dış ticaretimiz hem de taşımamız için önemli. Oradan Körfez ülkelerinin tamamına taşıma yapıyoruz. Şu anda o taşımalarımız eskisi kadar hızlı değil" diye konuştu.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.