Tahrik ve kontrol teknolojileri alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden biriyiz
Bosch Rexroth Genel Müdürü Servet Akkaynak ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Bosch Rexroth Genel Müdürü Servet Akkaynak ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye’deki üretim gamını ve hizmetlerini sürekli geliştiren Bosch Rexroth, Bursa’daki fabrikası ile küresel yapı içerisinde Avrupa pazarına hitap eden fabrikalar arasında yer alıyor. Ayrıca Bursa’daki fabrika üretim alanını daha verimli kullanarak makine parkını genişleten Bosch Rexroth, Almanya’daki bazı ürünlerini de buraya taşıyor.
Sorularımıza geçmeden önce bizlere kendinizden kısaca bahseder misiniz?
1963 doğumluyum. Alman Lisesi’ni bitirdikten sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 1988 yılında mezun oldum. Anadolu Endüstriyel Motor’da Pazarlama ve Satış Müdürlüğü ve ZF Trading A.Ş. (Mannesmann Sachs Handel) Genel Müdürlüğü görevlerimin ardından, 2005 yılında Bosch ailesine katıldım. 2011 yılına kadar Robert Bosch İran Tahran’da Ülke Direktörlüğü görevinde bulundum. 15 Kasım 2011 tarihinde Bosch Rexroth Genel Müdür Vekilliği ve Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atandım, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren de Genel Müdürlük görevini yürütüyorum.
Bosch Rexroth’un global şirket yapısından, dünyadaki organizasyonlarından kısaca bahseder misiniz?
Tahrik ve kontrol teknolojileri alanında dünyanın önde gelen şirketi olarak 1795 yılından beri faaliyetteyiz. Mobil uygulamaların yanı sıra, endüstriyel uygulamalar ve fabrika otomasyonda kullanılan makinelerde özel çözümler sunuyoruz. Bosch Rexroth olarak sunduğumuz tahrik ve kontrol teknolojileri her boyuttaki makine ve sistemleri hareket ettirir. Müşterilerimize hidrolik, elektrikli tahrik ve kontrol, dişli teknolojileri ve doğrusal hareket ve montaj teknolojilerini tek kaynaktan sunuyor ve verimli, enerji tasarruflu ve özel çözümler sağlıyoruz. 80 ülkedeki satış ortaklarımızın yanı sıra 25 ülkede üretim ve isteğe uyarlama alanlarında çalışan 37.500’ü aşkın iş ortağına sahibiz.
Bosch Rexroth, Türkiye pazarına ne zaman girdi? Pazardan ne kadar pay alıyorsunuz ve firma olarak kendinizi pazarın neresinde konumlandırıyorsunuz?
Türkiye’deki yapılanmamız, 1976 yılında bir mümessillik ile başladı. Mannesman Rexroth şirketi Türkiye’de mümessile ortak olduk ve bir süre ortak girişim olarak faaliyetlerimizi sürdürdük. 1992 yılında Mannesman bütün hisseleri satın alınca, yüzde yüz Alman sermayeli bir kuruluş olarak yolumuza devam ettik. 2001 yılında da Bosch’un Mannesman’dan Rexroth şirketini satın almasıyla birlikte biz Bosch Grubu içerisinde yerimizi aldık. Gebze tesisimizde özel sipariş üzerine üretim yapıyoruz. 2006 yılında da Bursa’da seri üretim fabrikamız kuruldu. Bursa fabrikamız dünyada kapalı alana sahip en büyük Rexroth fabrikası. Bosch’un Rexroth’u satın almasıyla şirket büyük devinim kazandı diyebiliriz. Türkiye’de bu anlamda üretim yapan başka bir firma yok. Sipariş üretimi yapan Gebze tesisimiz kadar kapsamlı bir tesise sahip başka bir firma bulunmuyor. Ayrıca seri üretim yapabilen başka bir firma da yok. Türkiye’nin bütününü ele alırsak Rexroth’un Almanya ve Hindistan arasındaki coğrafyada en kapsamlı şirketiyiz.
Bildiğiniz gibi Türkiye’de demir çelik, otomotiv ve savunma sanayi önemli bir çıkış yakaladı. Özellikle bu sektörlere yönelik çözüm ve hizmetlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Bosch Rexroth olarak amacımız; Türk sanayicinin güvendiği ve vazgeçemediği bir iş ortağı olmak. Bu anlamda sadece bu sektörler değil birçok sektörde müşterilerimize özel çözümler sunuyor ve kapsamlı hizmet veriyoruz. Otomotiv sektöründe üreticilerin hızlı tepki verebilmelerini sağlayan esnek çözümler sunuyoruz. Çözümlerimiz preshane, boyahane, kaporta-motor- dişli kutusu üretimi ve son montaj uygulamaları gibi her türlü üretim ve montaj kademelerinde kullanılıyor. Otomasyon ürün yelpazemizle esneklik, standardizasyon ve enerji verimliliği gibi sektörün hızlı trendlerine cevap vermelerine destek oluyoruz.
Demir-çelik sanayisinde ise süreçlerin sorunsuz yürütülmesi için zorlu koşullarda ürün kullanılabilirliği yüksek olmalıdır. Bu nedenle tesis üreticileri ve son kullanıcılar güvenilir bir otomasyon sürecinde güvenilir bir iş ortağına ihtiyaç duyarlar.Biz de pota taretinden sürekli döküm tesisine, alüminyum barlarda kullanılan dikey döküm tesislerinden soğuk ve sıcak haddehanelerde kullanılan hadde ayarlarına kadar tüm metalürji tesisi ve haddehane teknolojisi için bileşen ve otomasyon çözümleri sunuyoruz. Yeni metalürji ve haddehane tesisleri kuruluyor ve mevcut tesisler modernleştiriliyor. Bu tesislerin verimliliği en etkili şekilde Bosch Rexroth’ta olduğu gibi çeşitli teknolojileri kapsayan çözümlerin tek bir kaynaktan sunulduğunda artırılabiliyor. Gerekirse müşteriler planlamadan anahtar teslimine kadar tüm projelerini uzmanlarımızın kontrolüne bırakabiliyorlar. Dünyanın her yerinde sunulan otomasyon çözümlerimiz, tesisin tüm işletim süresi boyunca hassasiyet seviyesi ve güvenirliliğini garanti edebiliyor. Böylece Bosch Rexroth tarafından geliştirilen tahrik ve kontrol çözümleri demir çelik fabrikalarının verimliliğini önemli ölçüde artırıyor. Güçlü hidrolik ve elektronik sürücüler ile yüksek hassasiyetli ölçüm kontrol sistemleri yüksek kaliteyi ve mükemmel yüzey işlemeyi, kontrol sistemli servo silindirler optimize edilmiş bir kalıp osilasyon sürecini garanti ediyor. Müşterilerimiz çalışanlarımızın yıllara dayanan uygulama bilgilerine güveniyorlar. Ayrıca, global şirketimizin dünyanın her yanında servis desteği verebilecek durumda olduğunu da belirtmeliyim.
Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesindeki dev projelerde Bosch Rexroth imzasıyla sık karşılaşıyoruz. Özellikle Türkiye’deki projelerinizden ve yapmış olduğunuz çalışmalardan kısaca bahseder misiniz?
Hemen hemen birçok sektör Rexroth’un alanına giriyor, ürünlerimiz bütün endüstride kullanılıyor. Elektrikli tahrik kontrol, mobil hidrolik, doğrusal hareket teknolojileri, montaj teknolojileri bunlardan bazıları... Özellikle altyapı projelerine imza atıyoruz.
Türkiye’den örnek vermek gerekirse; Galata Köprüsü’nün açılan kapanan sistemleri, Deriner Barajı’nın kapaklarının açılan kapanan sistemleri, hidrolik ile elektroniğin birbiriyle haberleşmesini sağlayan sistemler, metal işleme makineleri, presler, baskı makineleri otomasyonu gibi büyük projelerimiz var. Öbür tarafta, mobil uygulamalarda iş makineleri bir diğer müşterimiz. İş makineleri için Bursa fabrikamızda hidrolik pompa üretiyoruz. “Local for Local” adı altında burada ürettiğimiz malzemenin Türk üreticisine ulaşması anlamında bir önceliklendirmemiz var. Bunun başlangıcını geçen yıl yaptık. Bursa fabrikasından direkt Türk sanayicisine ürün sevkiyatı yapıyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla ülkemizde yapmış olduğunuz üretimin neredeyse tamamına yakını ihraç ediliyor. Hangi ülkelere ne tür ürünler ihraç ediyorsunuz? Bosch Rexroth üretim için neden Türkiye’deki fabrikayı tercih ediyor?
Şu anda üretim hacmimizin yüzde 90’ından fazlasını ihraç ediyoruz. Bursa fabrikamızda üretilmekte olan eksenel pistonlu gruplar, mobil kontrol blokları ve dişli kutuları ağırlıklı olarak yurt dışına ihraç ediliyor. Bursa’daki fabrikamız ile küresel yapı içerisinde Avrupa pazarına hitap eden fabrikalar arasında yer alıyoruz. Pistonlu motor ve pompa gruplarından her biri için tüm Avrupa pazarının yüzde 100’ü Bursa’dan karşılanıyor. Buna ilave olarak Çin, ABD, Japonya, Brezilya’daki çok geniş bir coğrafyada ihracat yapıyoruz. Bursa’daki üretim tesisimizde 2012 yılında 500 bininci pompayı, 2013’de 750 bininci pompayı ürettik. 2014’te de Aralık sonu itibariyle bir milyonuncu pompaya ulaşmayı hedefliyoruz. Ürün gamımıza her gün yeni ürünler ekliyoruz.
Kısa ve uzun vade de hayata geçirmek istediğiniz projeleri bizimle paylaşır mısınız?
Türk sanayisinin 2023 yolunda ihracat rakamının 500 milyar dolar olması hedefleniyor. Buna göre gelişen bir ekonomi olarak Avrupa’da yaşanan krizler ve Asya piyasasındaki durgunluktan faydalanabilmeliyiz. Bu doğrultuda Türk sanayisinin dünya ihracatından daha fazla pay alan, yüksek teknolojiye dayalı üretimin gerçekleştirildiği, istihdamın arttığı, sürdürülebilir kalkınmanın sağlandığı bir sanayiye dönüşmesi için yapacağı her hamlede Bosch Rexroth, Türk sanayicisinin vazgeçilmez iş ortağı olarak yanında olmayı planlıyor.
Firmalar var olan teknolojilerini yenilerken, hem üretimlerini ve ihracatlarını artırıyor hem de yeni yatırımlar yapıyorlar. Türk firmaları daha büyük ve özellikli makineler üretirken, üretim adetleri olarak dünyada ilk sıralara gelmeye başladı.
Özellikle makine imalatı yapan müşterilerin dünyada rekabet edebilmesi için rakiplerinin sahip olduğu makine ya da uygulamalardaki en güncel teknoloji ne ise aynısına Türkiye’de de ulaşabilir hale gelmeleri, hatta bazılarında dünya pazarına yön verebilecek ölçüde öncü olabilmeleri gerekiyor.
Bosch Rexroth olarak biz de bu amaçla global pazarda edindiğimiz tecrübe ve bilgiden Türk sanayicisinin de faydalanmasını sağlayarak, dünya pazarındaki pastadan daha fazla pay almasını misyon edindik.
Türkiye’deki üretim gamımızı ve hizmetlerimizi genişletiyoruz. Bursa’daki fabrika üretim alanımızı daha verimli kullanarak makine parkını genişletiyor ya da Almanya’dan bazı ürünlerimizi buraya taşıyoruz. Pompalı ürünlerimizden bazılarının yanı sıra, Almanya’da üretilen ürünlerimizi burada üretmeye başlıyoruz.
Bursa’da yüzde 67 satın alma hacmi üzerinden yerlileştirme yapıyoruz, hedefimiz bunu yüzde 90’lara çekmek…
En önemli gündemlerimizden biri “Local for Local” başlığı altında Bursa’daki üretimimizden Türk sanayicisine de hidrolik pompa ve valf hizmeti vermek.
Ayrıca tahrik ünitelerinin üretimine de yavaş yavaş başlıyoruz. Pazarımızda enerji verimliliğini artıran ürünler ve çözümlere odaklanmak istiyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.