Taşkömürünü Bulan Uzunmehmet Anıldı
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Armutçuk Şubesi'nce Kdz. Ereğli ilçesinde “Uzun Mehmet, Taşkömürü ve Zonguldak” konulu konferans düzenlendi.
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Armutçuk Şubesi'nce Kdz. Ereğli ilçesinde “Uzun Mehmet, Taşkömürü ve Zonguldak” konulu konferans düzenlendi.
Zonguldak'ın Ereğli ilçesi Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen konferansa; Genel Maden İşçiler Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Armutçuk Şube Başkanı İsa Mutlu, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Alaplı Belediye Başkanı Dr. Nevzat Çimenoğlu, Gülüç Belediye Başkanı Aydın Güngör, Gökçeler Belediye Başkanı Bekir Çolak, Çaylıoğlu Belediye Başkanı Rıfkı Gültekin, Ormanlı Belediye Başkanı Yaşar Sever, Gümeli Belediye Başkanı Ahmet Saydam, Alaplı ve Ereğli siyasi parti ilçe başkanları GMİS Genel Merkez yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, TTK işçileri ve vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan konferansta konuşan Genel Maden İşçiler Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Türkiye'nin yıllık taşkömürü ihtiyacı 25 milyon ton olduğunu, Zonguldak kömür havzasında TTK ve özel sektör olarak toplam üretimin ise 3 milyon ton civarında olduğunu söyledi.
Türkiye'nin her yıl kömür ihtiyacının karşılanması için dışarıya 2 milyar dolar ödediğini, son günlerde kömür fiyatlarında meydana gelen hızlı artış nedeni bu rakamın 3 milyar doları geçeceğini belirten Alabaş, “Zonguldak denilince Karaelmas, madenci ve Uzunmehmet akla gelir. Bölgemiz kömür ile hayat bulmuş, kömür üretimi arttıkça, bölgemiz büyümüş ve gelişmiştir. 1848 yılından itibaren önce kömürün önemini bilen yabancılar bölgemize gelmiş ve Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde İngiliz'i, Fransız'ı, Alman'ı ve İtalyan'ı bu değerli varlığımızı alıp götürmüşlerdir.
Açlık, yoksulluk ve sefalet içinde zorla çalıştırıldığımız dönemler olmuş ve canımızı, kanımızı, kömürümüzü verirken madenciliği öğrenmişiz. Kurtuluş savaşı ile birlikte sanayileşme adımları atılırken, Ankara'dan sonra ikinci il yapılan Zonguldak, maden ocaklarının devletleştirilmesiyle birlikte ülkemiz sanayisini besleyen ana damarlardan biri olmuştur. Yüksek kalorili kömürümüz, demir-çelik fabrikalarımız, enerji santralimiz ve diğer fabrikalarımızla, ülkemiz ekonomisine uzun yıllar can verdik ve vermeye de devam ediyoruz. 1980 darbesinden sonra duraklama sürecine giren bölgemiz, 1990 yılından sonra gözden çıkarılmak istendi. Ocaklarımız kapatılmak, küçültülmek, KARDEMİR ve ERDEMİR kapatılmak istendi.
Bu saldırıları durdurduk ama bu dönem bizim için gerileme dönemi oldu. 1990 yılının başında 35 bin civarında maden işçisi ile çalışan TTK 2002 yılına gelindiğinde 16 bin maden işçisi ile çalışıyordu. Bugün ise TTK'da 11 bin maden işçisi çalışıyor. Özel sektör maden işletmelerinde çalışanlarla birlikte bölgemizde yaklaşık 16 bin maden işçisi bulunuyor. Türkiye'nin yıllık taşkömürü ihtiyacı 1980 öncesinde 10 milyon tonun altında iken, TTK 5 milyon ton taş kömürü üretiyordu. Yani ihtiyacımızın yarsını kendimiz üretiyorduk. 1980 ve özellikle 1990 sonrasında izlenen ekonomik politikalar sonucunda bugün 2011 yılına gelindiğinde her şey ters yüz oldu.
Kömür ihtiyacımız hızla artarken, üretimimiz hızla geriledi. Türkiye'nin tek taşkömürü bölgesi olan maden havzamızda kömür çıkarmak yerine şehir çıkardılar. Bugün Türkiye'nin yıllık taşkömürü ihtiyacı 25 milyon tona yakın, Zonguldak kömür havzasında TTK ve özel sektör olarak toplam üretimimiz ise 3 milyon ton civarında, yani ihtiyacımızın çok az bir kısmını, yaklaşık yüzde 10-12 sini üretiyoruz. Yılda yaklaşık 2 milyar dolarımız dışarıya gidiyor. Son aylarda kömür fiyatları hızla arttığı için bu rakam hızla yükseliyor. Böyle giderse taşkömürü için dışarıya ödeyeceğimiz para yılda 3 milyar doları geçecek” dedi.
“ÜRETTİĞİMİZDEN ÇOK TÜKETİYORUZ”
Türkiye'nin dış ticaret açığının 2011 yılının ilk dokuz ayında 83 milyar dolara ulaştığını ve yıl sonunda bu rakamın 100 milyar dolara ulaşmasının beklendiğine dikkat çeken Alabaş şöyle konuştu:
“Türkiye'nin dış ticaret açığı 2011 yılının ilk dokuz ayında 83 milyar dolara ulaştı. Yılsonunda 100 milyar doları aşması bekleniyor. Yani ürettiğimizden çok tüketiyoruz. Sattığımızdan fazlasını dışarıda alıyoruz. Bu dış ticaret açığı içinde taşkömürü için ödenen para da var. Zonguldak'ta yer altında 1 milyar tonun üzerinde kömür var, ama biz kendi kaynaklarımızı üretmiyoruz. TTK, yılda 5 milyon ton üretecek kapasiteye sahip, ama 2 milyon tonun altında kömür üretiyor. Kömür fiyatlarının 300 doları aştığı şu günlerde bu kömürü çıkartmayacaksak ne zaman çıkartacağız? Biz bu gerçekleri herkese anlatıyoruz. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) yönetim kurulu olarak hazırladığımız raporu önce Ankara'ya giderek Meclis'te Zonguldak, Bartın ve Karabük milletvekillerine sunduk. Sonra siyasi partilerimize, Valimize sunduk, önümüzdeki günlerde meslek odalarına ve diğer demokratik kitle örgütlerine sunacağız. 2002 yılından bu yana yer altı hazırlıklarını sürdüren TTK'ya işçi alınırsa kısa sürede kömür üretimi arttırılabilir. TTK Genel Müdürlüğü işçi alınması için ilgili bakanlıklara yazı yazdı, ama hala bir cevap alınamadı, yazıktır, günahtır, kömür var, kömür kazmaya hazır işçimiz var, ama biz dışarıya para verip kömür alıyoruz. Özel sektör kömür üretimini arttırmak için çırpınıyor, çünkü koklaşabilir kömürün fiyatı 300 doları aştı, yüksek kalorili taşkömürünün fiyatı da 200 doları geçti.”
“İŞÇİ ALIMI GEREKİYOR”
TTK'ya en az 3 bin işçinin alınması gerektiğini, kömür fiyatlarının arttığı bugünlerde işçi alınması ile birlikte üretimin arttırılabileceğini ve TTK'nin zarardan kurtulabileceğini belirten Alabaş konuşmasını şöyle tamamladı:
“Özel sektör üretimi arttıramıyor neden? Çünkü yer altında hazırlık yapmak zaman ister, kömürü hemen bulamazsınız. TTK, uzun yıllar hazırlık yaptı ve üretebilecek durumda, bu bir şanstır, ama bu şansı kullanamıyoruz, çünkü yeterli işçimiz yok, kömür fiyatlarının arttığı bugünlerde işçi alırsa üretimi arttırır, TTK'yı zarardan kurtarırız. İşçimiz iş bulur, Zonguldak, Bartın, Karabük ve Ereğli ekonomisi canlanır, Türkiye'nin dışarıya ödediği para azalır, bu kurumun en az 3 bin işçiye ihtiyacı var. İşte bu gerçekleri hep birlikte anlatmak zorundayız. 2002'de 16 bin işçiyle çalışan¸ bugün 11 bin işçiyle çalışıyor ve her geçen gün arkadaşlarımız emekli oluyor. Bu iş zor bir iş, Allah, tüm arkadaşlarımıza sağlıklı olarak emekli olma ve çoluk, çocuğuyla yaşamak nasip etsin, biz emekli olan arkadaşlarımızın yerine yeni işçi alınmasını ve TTK'nın kendi belirlemiş olduğu 14 bin kişilik norm kadro ile istikrarlı bir şekilde çalıştırılmasını istiyoruz. 2000 yılından bu yana TTK'ya aralıklarla işçi alındı, ama emekli sayısı daha fazla olunca üretim geriledi. Dünya piyasalarında ki bu hareketlenmeyi bir şans olarak görmeli ve Zonguldak için, bölgemiz için bu şansı mutlaka değerlendirmeliyiz.”
Konferansa konuşmacı olarak katılan Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Fevzi Engin de, 1829 yılından kömürün bulunması, taşkömürü üretimi, madenlerin mülkiyeti ve işçi örgütlenmeleri hakkında bilgiler verdi. Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ta konferans sonrası düzenlenen plaket töreninde yaptığı konuşmada, “İşçiler ve emekçiler haklarını aramakta geri kaldığında ezilmeye mahkumdurlar. Haklarımızı, alın terimizin karşılığını almak için bilinçli bir şekilde varlığımızı hissettirmek, bilinçli bir şekilde sendikal faaliyetlere devam etmek gerekiyor” dedi.
Konferansta emekli madenci ve sendikacı İzzet Nazif Güneş'in “Kara Elmasım” adındaki şiiri büyük alkış alırken, ilköğretim öğrencileri Tuğba Yıldırım ve Ayşenur Özöğren taşkömürü konulu şiirler okudu. Sinevizyon gösterilerinin de yapıldığı konferansın ardından, grizu facialarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına, grizu facialarından sağ kurtulanlara, madende sakat kalan işçilere ve etkinliğe katkı verenlere toplantıya katılan belediye başkanları ve GMİS yöneticileri tarafından plaket verildi.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.