Türkiye’de Depreme Karşı “Çelik Ev” Sayısı Artmalı
Steelife Genel Müdürü Bülent Aydın, neredeyse tamamı deprem kuşağında yer alan Türkiye’de çelik yapıların vazgeçilmez olduğuna işaret ederek, esnekliği ve hafifliği sayesinde depreme karşı en güvenli malzeme olan çeliğin, neredeyse tamamı deprem kuşağında yer alan Türkiye için isabetli bir tercih olacağını vurguladı.
Aydın, hafif çelik yapı sistemi ile üretilen yapıların dayanıklılığının ömrü boyunca aynı değerde sürdüğüne de dikkat çekti.
Türkiye’deki ilk hafif çelik sistem binayı kuran Vefa Group’un çelik yapı markası Steelife’ın Genel Müdürü Bülent Aydın, 17 Ağustos depreminin yıldönümünde deprem kuşağında yer alan Türkiye’de çelik yapıların önemine dikkat çekerek, “Türkiye için çelik yapılar vazgeçilmezdir ve kullanımı teşvik edilmelidir” dedi.
Hafif çelik yapı sisteminde kullanılan malzemelerin tümümün sanayi ürünü olduğuna dikkat çeken Aydın, çelik yapı sisteminin malzeme israfını önleyen ve hatayı minimum seviyeye indiren ön üretiminin yanında hafif çelik konstrüksiyonu sayesinde teknolojinin ve güvenliğin öne çıktığı bir yapı sistemi olarak alternatiflerinden ayrıldığını belirtti. Aydın, “Teknolojik altyapıyı mimari estetikle birleştiriyoruz. Teknolojik yeniliklere merakı bilinen insanımızın, yaşadığı mekânların estetik ve güvenliğine de özen göstermesini bekliyoruz” dedi.
Türkiye’de çelik kullanım oranının çok düşük olduğuna işaret eden Bülent Aydın, gelişmiş ülkelerde ve özellikle bu ülkelerden Japonya gibi deprem kuşağında olanlarda çelik konstrüksiyondan oluşan taşıyıcı sisteme sahip binaların toplam bina stoku için önemli bir paya sahip olduğunu, İngiltere, İskandinav ülkeleri, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde de çelik kullanımının oldukça yaygın olduğunu belirtti.
“Çelik, her türlü zemine uygun bir malzeme”
“Esnekliği ve hafifliği sayesinde depreme karşı en güvenli malzeme olan çeliğin, neredeyse tamamı deprem kuşağında yer alan Türkiye’de kullanımı kaçınılmazdır” diyen Aydın, çeliğin ahşaptan 21 kata kadar, betonarmeden ise 10 kat daha esnek olduğuna dikkat çekti. Taşıyıcı sistemi oluşturan çeliğin hafifliği sayesinde, bina yükünün de az olduğunu ve böylece deprem güvenliği açısından risk taşıyan zeminli bölgeler dahil her türlü zemine uygun yapılar inşa edilebildiğini söyleyen Aydın, “Çeliğin özgül ağırlığı taşıdığı yüke oranla küçüktür. Böylece hem hafif hem de daha yüksek mukavemetli yapılar ortaya çıkmaktadır. Dünyanın en önemli çelik üreticilerinden biri olan ve deprem kuşakları ile sarılmış ülkemizde depreme karşı alınabilecek önlemlerin başında çelik yapıları kullanmak ve kullanımını teşvik etmek gelmektedir” görüşünü kaydetti.
“Çelik yapı kısa zamanda hızla kurulabiliyor”
Çelik yapıların yüksek üretim ve kurulum hızı sayesinde özellikle afetler sonrasında afet bölgesinin yeniden yaşama dönmesine de büyük katkı sunabildiğine işaret eden Bülent Aydın, fabrikadaki üretim hatlarında tam otomatik yapılan üretimin ardından şantiyeye sevk edilen binaların tamamen vida ve cıvata bağlantıları ile hızla kurulabildiğini kaydetti. Aydın, Van’da deprem sonrasında kar altında yaptıkları konutları çok kısa sürede sahiplerine teslim ettiklerini, yine Van ve Erciş’te 256 kişilik öğrenci yurtlarını aynı zorlu iklim koşullarında sadece 70 günde tamamladıklarını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:
“Kurulum süreci iklim koşullarından bağımsız olarak yürütülebiliyor. Ağır kış koşullarında ya da yazın ortasında kurulumlar gerçekleştirebiliyoruz. Aynı zamanda hafif çelik yapı sisteminin teknolojik altyapısı ve yüksek standartları ile üretilen binalar, kuruldukları günkü dayanıklılığını ömrü boyunca aynı değerde sürdürüyor. Yani mukavemetini kaybetmiyor. Böylece biz de çelik sistem ile üretilmiş binalarda yaşayan insanlarımıza tıpkı Japonya’da olduğu gibi deprem anında evlerinden çıkmamalarını öğütleyebiliyoruz. Çünkü evler o zaman çok daha güvenli hale geliyor. Biz hafif çelik yapı sistemi üzerinde 2000 yılından bu yana çalışıyoruz. 2000 yılındaki Yapı Fuarı’nda kurduğumuz Türkiye’nin ilk hafif çelik yapı sistemli binasından bu yana kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bugün artık rekor sayılabilecek sürelerde, yüksek standartlarda, deprem karşı güvenliği olan konutlar, hastaneler, okullar, yurtlar, sosyal tesisler ve idari binalar üretiyoruz. Türkiye’de bu sistemin yaygınlaşması, yapı kalitesi, standardı ve konforunun yükselmesi için durmadan çalışıyoruz. Bu çerçevede üniversitelerimiz ile işbirlikleri yürütüyoruz, birlikte projeler yapıyoruz, öğrencilere eğitimler veriyoruz. Hafif çelik yapı sistemini kullanarak yeni ürünler geliştiriyoruz.”
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.