Türk paslanmaz çelik sektörünün duayenlerinden, Paslanmaz Çelik Kullanımını Geliştirme ve Yaygınlaştırma Derneği’nin (PAS-DER) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini başarıyla sürdüren Ufuk Leflef’i ziyaret ederek sektöre ilişkin düşüncelerini, dernek çalışmalarını ve gelecek hedeflerini konuştuk. Edinmiş olduğumuz bilgileri sizlerle paylaşıyoruz.
Ufuk Leflef adı özellikle Türk paslanmaz çelik sektöründe bilinen, takip edilen bir isim… Biz yine de okuyucularımızın sizi yakından tanımasını istiyoruz Ufuk Bey. Eğitim – öğrenim hayatınız, paslanmaz çelik sektörüyle tanışmanız, ticari yaşantınız ve bugünlere gelişinizi bizimle paylaşır mısınız?
1944 yılında Ankara’da doğdum. Ankara Gazi Lisesi, İstanbul Kabataş Erkek Lisesi, İsviçre Zürich Juventus Eğitim Kurumu sonrasında İstanbul’a döndüm. Vatani görevimi tamamladıktan sonra 1970 yılı sonbaharında Alman kaliteli çelik ve paslanmaz çelik üretiminde lider olan Kuzey Vestfalya Eyaleti’nin Rhein Bölgesi’ndeki Stahlwerke Südwestfalen AG sanayi kuruluşunun ihracaat organizasyonu ZAPP FORTUNA GmbH firması ile tanıştım. Yakın akrabam olan rahmetli Ahmet Hamdi Tokel ile birlikte yeni bir firma kurarak Alman firmasının Türkiye Genel Mümessilli olarak Şubat 1971 ayından itibaren çalışmalara başladım. Mümessillik ve aynı zamanda ithalat & satış organizasyonu yetkilisi olarak çalışmalarım sırasında gerek teknik, gerekse ticari anlamda eğitim almaya devam ettim. 40 yıllık geçmişimde bugün hala eğitim almaya devam ettiğimi söyleyebilirim. İnsan her alanda kendisini yetiştirmeli, bildiklerinin bilmedikleri yanında bir damla olduğunu hiçbir zaman unutmamalı. Paslanmaz çelik konusundaki çalışmalarım sırasında zamanımın üçte birini ticaretini yaptığımız paslanmaz çeliğin ve 1994 yılına kadar tüm alaşımlı çeliklerin nitelik ve niceliklerini öğrenmeye, bu bilgileri bedelsiz olarak Türk Sanayicisi ve Tüccarının yararına öğretmeye harcadım. Teknik bilgi kaynağımın Alman Teknik Birimleri olduğunu ve bundan daha iyi bir eğitim kurumu olamayacağını belirtmeden geçemeyeceğim. 1977 yılından itibaren ASAL ÇELİK ticari adıyla kurduğum firmamın bünyesinde ZAPP FORTUNA GmbH ve bilahare STAHLWERKE SÜDWESTFALEN AG firması ile KRUPP HOLDING çelik devinin birleşmesi sonucu KRUPP’un Türkiye Genel Mümessilli olarak çalışmalarıma devam ettim. 1994 yılında Alman Çelik Sanayi devleri KRUPP Holding ile THYSSEN Holding’in birleşmeleri sonucu THYSSENKRUPP Almanya firmasının yalnızca paslanmaz çelik kolunun Türkiye Mümessili olarak 2005 yılı sonuna kadar çalıştım. ThyssenKrupp firmasının İstanbul’da kendi adına kurduğu paslanmaz çelik servis merkezi bünyesinde çalışmalarını sürdürmek istemesi ile 2005 yılı sonunda karşılıklı iyiniyet ve anlaşma sonucu ThyssenKrupp ile ilişkilerimiz sona erdi.
Şu anda Türkiye’de PAS-DER – Paslanmaz Çelik Kullanımını Geliştirme ve Yaygınlaştırma Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini icra ediyorsunuz. Dernek ne zaman ve kimler tarafından, hangi amaçla kuruldu?
- 2006 yılı Aralık ayında Avrupalı paslanmaz çelik üreticilerinin destek ve himayesinde ve Türkiye’deki lider paslanmaz çelik firmaları ile birlikte PASDER Paslanmaz Çelik Derneğini kurduk. Derneğin kurucu üyeleri arasında Ufuk LEFLEF, THYSSENKRUPP EURINOX PASLANMAZ ÇELİK SERVİS MERKEZİ, APERAM PASL. ÇELİK SAN. VE TİC.A. Ş, (Kuruluş sırasında UGINOX SANAYİ VE TİCARET A.Ş. VE ARCELORMITTAL ISTANBUL), ÖZTİRYAKİLER MADENİ EŞYA SAN.VE TİC. A.Ş, SARITAŞ ÇELİK SANAYİ VE TİC.A.Ş. – Paslanmaz Çelik Servis Merkezi –, SARITAŞ DIŞ TİCARET ve Pazarlama A.Ş, BORŞEN BORU SAN. VE TİC. A.Ş, BETİNOKS PASL. ÇELİK SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş. -ACERINOX İSPANYA-, ALP METAL PASL. ÇELİK TİC.VE SAN.A.Ş. ile yukarıda adı geçen üye kuruluşların kolları ve mensupları yer almaktadır. Halihazırda kurucu üyelere ek olarak MEHMET HAKAN BİRCED – FERCO ÇELİK, TOKEL PASL. ÇELİK SAN. VE TİC. A.Ş, BORUSAN PASL. ÇELİK BORU VE PROFİL SAN. VE TİC. A.Ş, OUTO KUMPU İSTANBUL DIŞ TİC.LTD.ŞTİ. –FİNLANDİYA-, LEMA ÇELİK METAL – HAMİT BİLGE –, TEKNİK METAL END. MALZ. TİC. VE SAN. A.Ş. ADANA, SOM ÇELİK PASL. ÇELİK TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ, METAL İNOKS PASL. ÇELİK MAM. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Ve SARITAŞ DESTEK HİZ. VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ LTD. ŞTİ. Gibi firmalar da üyelerimiz arasında yer almaktadır. Derneğimizden ayrılan üyelerimiz ise şunlardır: 2008 yılında ThyssenKrupp Eurinox ve bir uzantı üyesi, 2008 yılında TOKEL PASL. ÇELİK SAN. VE TİC. A.Ş, 2009 yılında LEMA ÇELİK – Hamit Bilge, 2009 ve 2010 yılında Betinoks – Acerinox İspanya ve bir mensup üye… Derneğimizin amacı paslanmaz çelik kullanımının yaygınlaştırılması, böylece ekonomimize önemli ölçüde katkı sağlanması, tüketicinin ve sektörle ilgili tüm kuruluşların bilgilendirilmesi, teknik problemlerin çözümünde yardımcı olunmasıdır. Bununla birlikte konferans ve seminerlere katılarak bilimsel çalışmalara ışık tutmayı hedeflemektedir.
PAS-DER olarak kurulduğunuz günden bu yana neler yaptınız, sektöre ne gibi katkılar sağladınız?
Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli sektörel konferanslara katıldık. Gerek ülkemizin gerekse derneğimizin tanıtım amacına en iyi ve uygun şekilde hizmet verdiğimizi umuyoruz. Avrupa ve Dünya Paslanmaz Çelik Birlikleri üyesi olmakla özellikle üyelerimize çok değerli bilgiler vermekteyiz. Sektörümüzün dünya platformundaki gelişmelerini, fiyat hareketlerini, etik rekabet şartlarını güvenli bir ortamda sunmaktayız. Dünya paslanmaz çelik güncel raporu ile detaylı fiyat hareketlerini, geleceğe yönelik tahminleri içeren haftalık ‘’Weekly Fax’’ yayınlarını üyelerimizin istifadesine sunmaya devam ediyoruz. Sektörümüzü ilgilendiren yenilikleri ve özellikle teknik konuları içeren yayınları üyelerimize ve ilgili kuruluşlara, üniversitelere gönderiyoruz.
2011 yılının ilk çeyreğini geride bırakmış bulunuyoruz. Elinizdeki son veriler ışığında 2010 yılı dünya paslanmaz çelik üretim miktarını, tüketim rakamlarını bizimle paylaşır mısınız?
Dünya paslanmaz çelik üretiminin 2010 yılında 30.687.000 ton olduğuna göre ülkemiz bu miktarın ancak 1’ini tüketmiş olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kişi başı yıllık tüketim 12 ila 15 kg. arasındadır. Aşağıdaki karşılaştırmalı tabloda dünya paslanmaz çelik üretim miktarlarını 2008 – 2009 – 2010 yılları için detaylı olarak görebiliriz :
Stainless and Heat Resisting Crude Steel Production (in 願 mt)
|
Region
|
Full Year
|
|
+/-
|
12 months
|
2008
|
2009
|
2009
|
2010 (p)
|
Western Europe/Africa
|
8,272
|
6,449
|
-22.0
|
6,449
|
7,871
|
22.1
|
Central/Eastern Europe
|
333
|
237
|
-28.9
|
237
|
340
|
43.6
|
The Americas
|
2,315
|
1,942
|
-16.1
|
1,942
|
2,609
|
34.4
|
Asia w/o China
|
8,068
|
7,130
|
-11.6
|
7,130
|
8,611
|
20.8
|
China
|
6,943
|
8,805
|
26.8
|
8,805
|
11,256
|
27.8
|
Total World
|
25,930
|
24,562
|
-5.3
|
24,562
|
30,687
|
24.9
|
Ayrıca 2010 yılı üretiminin kalite gurupları 200 – 300 – 400 serilerinin ve üçer aylık devrelerdeki dağılımını aşağıdaki tabloda görebiliriz :
Market Shares of Stainless Grade Categories in 2010
|
In per cent of total stainless crude steel production: estimated, preliminary
|
Grade Category
|
Quarter 1
|
Quarter 2
|
Quarter 3
|
Quarter 4
|
Year 2010
|
CrMn steels (200 series)
|
10.2
|
12.1
|
13.0
|
12.7
|
12.0
|
CrNi steels (300 series)
|
59.1
|
57.6
|
54.8
|
59.4
|
57.7
|
Cr steels (400 series)
|
30.7
|
30.4
|
32.2
|
28.0
|
30.3
|
Türkiye’nin yıllık paslanmaz çelik kullanım rakamları hakkında daha net bilgiler verebilir misiniz?
2010 yılı Türkiye paslanmaz çelik fiili ithalatı tüm yarı mamul paslanmaz çelikler için toplam 340.000 ton olup, bu Ülkemizin paslanmaz çelik ile tanışmasından bu yana bir rekordur. Fiili ithalata göre tüketim miktarı ise takriben 300.000 ton olup, kalanı stokların eksik kalite ve ebad bazında tamamlanması için düşünülmelidir. Henüz yolun başında olduğumuzu unutmayalım. Nüfus artışının yoğun olduğu Ülkemizde kişi başına tüketim miktarı halen 4,2 kg. civarındadır. Ülkemizde paslanmaz çeliğin önemini kavramış ve paslanmaz çelik kültürünü benimsemiş olanlar, ekonomik güçlerinin elverdiği oranda paslanmaz çelik ürünlerini daha çok kullanmaya başladılar. Son 20 yılda tüketim 100 artmış olmaktadır. Ancak bu artış yeterli değildir. Önümüzdeki 20 yılda kişi başı tüketim miktarının en az 12 kg’a çıkması hedeflenmelidir.
Türkiye’de şu anki pazar büyüklüğü ne durumda? Önümüzdeki 3 veya 5 yıl içerisinde pazarda ne kadarlık bir büyüme bekliyorsunuz ve bu büyümeye en çok hangi sektörler katkı sağlayacak?
Dünya paslanmaz çelik pazarı 2008 kriz öncesinde her yıl ortalama 5 ila 7’lik bir büyüme gerçekleştiriyordu. 2008 ve 2009 yıllarında üretimdeki kısıtlamalar sonucu 24 ve 26 milyon ton’a gerileyen sıvı paslanmaz çelik üretimi 2010 yılında 12’lik bir sıçrama yaptı. Türkiye’deki pazar paylarındaki artışlar maalesef aynı paralelde olmuyor. Nüfus artış oranları, zaman zaman istikrarsızlıklar, politik platformdaki değişiklikler ortalama yıllık artış miktarlarını etkilemektedir. Önümüzdeki 3 ila 5 yıllık dönemde Dünya ortalamalarına paralel bir artışı gerçekleştirebilirsek 400.000 ila 440.000 tonluk bir potensiyale ulaşmış oluruz ki; bu fevkalade bir gelişme olacaktır. Bu duruma katkı sağlayacak sektörlerin başında Otomotiv ve Kimya endüstrileri gelmektedir.
Paslanmaz çeliğin uzun ömürlü ve dayanıklı olması kullanıcılara, ülke ekonomisine ne gibi katkılar sağlıyor?
Kullanıcılar için cevabı bir atasözü ile özdeşleştirebiliriz : “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” Pek tabii tüketiciler tarafından “dayanıklı tüketim mallarının başında gelen paslanmaz çelik ürünleri’’ satın alabilmeleri ekonomik güçlerine bağlıdır. Ancak biliniyorki; Paslanmaz Çelik Ürünleri bir defa alınır ve atalarımızın sözüyle ‘’evladiyeliktir’’, yani ömür boyu kullanılacaktır. Ekonomimize katkısı ise, bir defa alınan ve uzun süre kullanılan bu ürünler için yapılan harcama tasarruf demektir. Bu nedenle oluşacak aile bütçesindeki fazlalık tasarrufa yönlendirilebileceği gibi, diğer ihtiyaç maddelerinin satın alınmasında kullanılabilir ve bu yolla ekonomimize önemli miktarda katkı sağlanabilir.
Türk sanayisi paslanmaz çelik kullanımı, doğru malzeme seçimi konusunda yeterli bilgiye sahip mi? Bu konuda ne gibi eksiklikler ve yapılması gerekenler var?
Alışılagelmiş ve çoğunlukla kullanılan kaliteler sözkonusu olduğunda malzeme seçimi konusunda bilinçli kuruluş ve teknik elemanlar çoğunluktadır. Ancak yeni yatırımlar ve özel kaliteler gerektiği zaman muhakkak teknik bilgi alınmalıdır. Bunun için konuyu çok iyi irdelemek ve bilgi edinmek şarttır. Elde edilen bilgilerin doğruluğunu kontrol etmek veya ettirmek elzemdir. Literatürü tanımak, yabancı dil bilmek, gerektiğinde “bir bilene’’ sormak yeterli olacaktır. Doğru malzeme seçiminde fiat unsuru her zaman ikinci planda kalmalı, önce yatırımın sağlığı ve rantabilitesi açısından doğru kalitenin karşılığı bedel ödenmelidir. Malzeme temini sırasında doğru kalitenin alındığı güvenli bir şekilde kontrol edilmelidir. Başta malzemenin sertifikası talep edilmeli, şüpheli durumlarda kalitenin tam tesbiti için spektral analiz ve malzemenin mekanik ve fiziksel özellikleri için laboratuar incelemeleri yaptırılmalıdır. Bilinen ve güvenli firmalardan malzeme temin etmekle bu zahmetlerden kurtulmak mümkündür.
Paslanmaz çelik sektörüne yönelik ülkemizde yapılan son yatırımlar ve hayata geçirilmesi planlanan projeler hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Takriben 4 yıl kadar önce Güney Koreli “Dai Yang’’ paslanmaz çelik soğuk hadde üreticisi Çorlu Serbest Bölgede kuracağı yarı entegre tesis için kendi ülkesindeki tesisleri yenilemiş, o yıla kadar kullanmakta olduğu makina gurubunu Türkiye’ye yönlendirmiş ve üretime geçmiştir. 4 yıl içerisinde 100.000 ton’luk bir soğuk hadde üretim kapasitesine ulaşacağını planlamış, ancak çeşitli nedenlerle 2010 yılında ek tesis kurmak gerektiğini görmüş ve 2011 yılı içinde 1250 mm genişlikte ürün alabilmek üzere bir adet Sendzimir Hadde Makinası monte etmeyi hedeflemiştir. 2011 yılında 50.000 ila 80.000 ton soğuk hadde üretim yapabileceği düşünülmelidir. Buna paralel olarak Güney Koreli ‘’POSCO’’ paslanmaz çelik üreticisi, ki kendisi Güney Kore’de TAM ENTEGRE üretim yapmaktadır, Türkiye’de ‘’YARI ENTEGRE’’ bir paslanmaz çelik soğuk hadde tesisi kurmak üzere KİBAR HOLDİNG ile birlikte masaya oturmuştur. Posco aynı zamanda Dai Yang soğuk hadde üreticisine önemli miktarda ihtiyacı olan yarı mamul SICAK HADDE paslanmaz çelik satmaktadır. Hedefleri kendi ürettiği sıvı paslanmaz çelik ürünü sıcak hadde yarı mamulleri soğuk olarak haddeleyen nyarı entegre tesislere satmak ve bu yolla Avrupa’ya hem coğrafi, hem de ekonomik yönden yakın olan Türkiye’yi kullanmaktır. Bu duruma Avrupalı Paslanmaz Çelik Üreticileri icazet vermiş olmalılar ki; kendilerinin yakınlaşmaları gereken Türkiye’yi uzak doğunun inhisarına terk etmişlerdir. En az 10 yıldanberi Ülkemizde yarı entegre tesislerin kurulmasının önemli bir ekonomik getirisinin olmadığını vurgulamış, TAM ENTEGRE tesislerin ise 2050 yılından itibaren kurulmasının hedefine işaret etmiştim. Bugün POSCO’nun kendi ülkesinde 500.000 ton’luk FERROKROM tesisleri kurmak üzere faaliyete geçtiğini bilmemizde fayda var. Paslanmaz çelik üretiminde ana hammadde alaşımı için gerekli olan ferrokrom’dur. Güney Kore’de krom cevheri olmamasına rağmen böyle büyük bir kapasitede ferrkrom tesisi kurması üzerinde iyi düşünmemiz gerekir. Ferrokrom tesislerinin hammaddesi krom cevheridir. Türkiye krom cevheri rezerv ve üretimi yönünden Dünyanın sayılı 4 ülkesi içindedir. 500.000 ton ferrokrom için gerekli colan 1.200.000 ton krom cevheridir. Ferrokromun paslanmaz çelik üretiminde ortalama her kalite için 15 ila 20 oranında kullanılması gereğine işaretle, takriben 30.000.000 ton paslanmaz çelik üretimi için 6.000.000 ton ferrokrom gerekir.
Böylece Dünya ihtiyacı için takriben 10.000.000 ton krom cevheri gereklidir. Kalitelere göre düşük ve yüksek karbonlu ferrokrom Dünya borsa fiatları € 2.100 ila € 3.000 / ton civarındadır. Geçen yıl Türkiye 2.140.000 ton krom cevheri ihraç etmiş – bunun 80 ‘ i Çin tarafından satın alınmıştır. Ortalama ihraç fiyatımız $ 209 / ton’dur. Karşılığında takriben $ 450.000 = € 330.000 ihracat geliri sağlanmıştır. İhraç ettiğimiz 2.140.000 ton krom cevherinden takriben 1.250.000 ferrokrom elde edebilir, karşılığında yüksek karbonlu bile olsa € 2.000 / ton hesabıyla € 2.500.000.000 ihracaat geliri ekonomimize girebilirdi. Türkiye’deki ferrokrom tesislerinin takriben 170.000 ton’luk kapasitesinin arttırılması bir yana, tam kapasite kullanımının dahi gerçekleşemediğini biliyoruz. Devletimizin, Türk yatırımcılarının ve yetkililerin bu büyük potansiyelin kullanılmasını sağlamalarını bekliyoruz. Kaybolan değerlerin ekonomimize kazandırılması için vargücümüzle çalışmamız şarttır. Ferrokrom konusunu ülke yararına düzelttikten sonra paslanmaz çelik entegre tesisin ülkemizde kurulması için özellikle gelişmiş ülkelerdeki üreticileri ferrokrom satıcısı olan Türkiye’nin ikna etmesi ve birlikte hareketle en mükemmel tesisleri kurması kolaylaşacaktır.
Sektörde uzak doğu ürünlerinin kötü bir imajı var. Uzakdoğu ürünleri gerçekten kalitesiz mi? Avrupa’da üretilen paslanmaz çelik kalitesiyle Uzakdoğu ürünleri arasında hangi açıdan farklılıklar var?
Uzak doğu ürünlerinin kötü imajı her geçen gün silinmektedir. Aslında Uzak Doğuda üretilen kalitelerle Avrupa’da üretilen kaliteler, normlarda belirtilen şartlara uygun iseler herhangibir fark sözkonusu değildir ve olamaz. Ancak satıcı firmaların değişik karakter ve alışkanlıkları satılan ürünün iyi veya kötü olduğunu düşündürebilir. Bu arada Uzak Doğu’da 120 çeşit paslanmaz çelik kalitelerinden tamamı üretilememekte, çok azı üretilebilmektedir. Bunlar rutin olarak bahis konusu edilen 200 serisi ile AISI 430 ve AISI 304 gurubudur. Özel ve hassas kaliteler talep edildiğinde muhakkak batıya yönelmek şarttır.
Ülkemizde paslanmaz çelik üretimi neden rantabl değil? Sizce ülkemizde entegre bir paslanmaz çelik üretim tesisi ne zaman kurulabilir, uygun şartlar ne zaman oluşur?
Paslanmaz Çelik Üretimi kesinlikle ‘’KNOW HOW’’ gerektirir. Bir bilene sormakta ve o bilenin de elini taşın altına koymasında ısrarcı olunmalıdır. Gerekli olan hammaddelerden ÜRETİM KAPASİTESİNİN takriben 15 ila 20 si FERROKROM , 25 ila 30 civarında paslanmaz çelik hurdası, austenit kaliteler için 8 ila 12 civarında nikel ve kalitelere göre 1 ila 2 civarında Molibden ile diğer alaşım elemanları ve sonuçta kalanı için kaliteli demir çelik hurdası gereklidir. Ülkemizde bu saydıklarımızdan mevcut olanları düşündüğümüzde “Neden?” sorusunun cevabını kendimiz bulabiliriz. Ülkemiz için uygun olanı:
TAM ENTEGRE TESİS
KALİTELİ “KNOW HOW’’
ÜRETİMİN EN AZ 50’sinin ihraç garantisini sağlayacak KNOW HOW veren firma
Üretim için gerekli olan yukarıda saydığımız hammaddelerin KNOW HOW veren firma tarafından temini ile karşılığında Türkiye’nin aynı şartlar ve etik çerçevede ürettiği FERROKROM’un ihracı, Tüm bu hususlar KOMPLE düşünülmeli ve uygulanmalıdır. Bunun 2050 yılından önce gerçekleşmesi mümkün değildir. Ben yaptım oldu felsefesi geçerli değildir. Konu çok ciddi ve planlı olarak ele alınmalıdır.
Daha önce yapılması ve aceleye gelmesi bu tesislerin hiç üretim yapmadan sonu olabilir. Tam entegre tesislerde gerekli makina guruplarından yalnızca yarı mamul sıcak hadde üretimi için 2022 yılından önce hadde silindirleri siparişi ve temini mümkün değildir. Sonuç olarak belirtmeliyim ki ; Tesisin projelendirilmesi en az 2 ila 3 yıl, tesisin kurulması ve makina guruplarının montajı 7 ila 12 yıl sürecektir. Bir güncel örnek vermek mümkündür: Dünya’nın önde gelen üreticilerinden ve paslanmaz çeliğin mucitlerinden THYSSENKRUPP Almanya, Amerika Birleşik Devletleri Alabama eyaletinde 8 yıldanberi bir tam entegre paslanmaz çelik tesisi kurmaktadır. Amerika birleşik devletleri kendileri de paslanmaz çelik üretmektedirler. Ancak yeni tam entegre bir tesisin kurulması için yine de BİR BİLENİ GÖREVLENDİRMİŞLER. Bu yıl üretime geçecek olan tesis 450.000 ton kapasitelidir, toplam 3,6 milyar dolar’a mal olmuştur. Amerikalılar Almanlar’a 20 ortaklık payı vermişler ve ellerini taşın altına sokturmuşlardır.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.