Türkiyeye Vakum Fırınlarını Getiren İlk Firmayız
Korkmaz Çelik, 1953 yılından bu yana, profesyonel kadrosu ve yarım asrı geçen bilgi birikimi ile sadece Türkiyede değil, dünya çapında en iyi birikime ve deneyime, yani Know-How a sahip firmalardan birisi
Korkmaz Çelik, 1953 yılından bu yana, profesyonel kadrosu ve yarım asrı geçen bilgi birikimi ile sadece Türkiye’de değil, dünya çapında en iyi birikime ve deneyime, yani “Know-How” a sahip firmalardan birisi… Bu sayede Türkiye’den yurtdışındaki kalıpçılara takım çeliği ihraç eden firmalardan biri olan ve ürün gamının yüzde 70’i patentli ürünlerden oluşan firma, ayrıca hızlı büyümesini devam ettirmek amacıyla, yeni bir servis merkezi kurmak için harekete geçti.
Sorularımıza geçmeden önce sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?
63 yıllık Korkmaz Çelik ailesinin üçüncü kuşak temsilcisiyim. 1989 yılında doğdum, 2008 yılında Alman Lisesi’nden, 2013 yılında ise Sabancı Üniversitesi’nden Malzeme Mühendisi olarak mezun oldum. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi’nde İşletme Bilişim Sistemleri Bölümü’nde Yüksek Lisansıma devam ediyorum. Korkmaz Çelik bünyesinde Proje Müdürü olarak görev alıyorum. Karaköy Kemeraltı caddesinde küçük yazıhanemizden beri sektörün ister istemez içinde bulundum, hem alaylı hem okulluyum diyebilirim.
Firmanızın bünyesinde hangi faaliyetler gösteriliyor, müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?
Kalıp sektöründe kullanılan bütün takım çeliklerinin en yüksek performanslılarını, toz metal ürünlerini, karbür malzemeleri yurtdışından ithal ederek müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz.
Bursa ve Manisa’da bulunan tesislerimizde ısıl işlem hizmeti de veriyoruz. Sadece ülkemizde değil, dünya çapında konumuzda en iyi birikime ve deneyime, yani “Know-How” a sahip firmalardan birisiyiz. Bu sayede Türkiye’den yurtdışındaki kalıpçılara da takım çeliği ihraç eden bir firmayız.
Müşterilerinizden gelen talepler doğrultusunda ürün yelpazenizi geliştiriyor musunuz? Mümkünse referanslarınızdan bazılarını öğrenebilir miyiz?
Müşterilerimizin ihtiyaçlarının tabii ki her zaman farkındayız. Çünkü bir sorun yaşadıklarında yardımlarına en hızlı yetişen firma olmaya özen gösteriyoruz. Kurulduğumuz tarihten beri uzman görüşü alınan bir kurum olduğumuzdan dolayı, ürün gamımızın yüzde 70’i patentli ürünlerden oluşuyor. Bu ürünlerde müşterilerimizin taleplerini karşılıyor.
Distribütörü olduğunuz firmalar var mı? Bizlere bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Japonya’dan Hitachi Metals, İsveç’ten SSAB, Almanya’dan ZAPP, Fransa’dan Industeel firmalarının distribütörüyüz. Ayrıca Karbür konusunda distribütör olarak çalıştığımız konu olarak birbirinden farklı iki ayrı firma daha bulunuyor. Son iki senede üç yeni yabancı firmaya bünyemizde hizmet vermeye başladık. Bu firmaların hiçbirine gidip sizin ürünlerinizi satmak istiyoruz demedik, tam tersi onlar gelip bizimle çalışır mısınız, bizim ürünlerimizi satar mısınız dediler. Bu noktaya gelmiş olmak bizim için gurur ve mutluluk verici bir şey.
Ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz? Ürünleriniz hangi alanlarda kullanılıyor?
En başta doğal olarak otomotiv sektörü olmak üzere, beyaz eşya, ambalaj, savunma sanayi sektörlerine hizmet veriyoruz. Geçtiğimiz sene içinde mühendislik uygulamalarına ve makine parçaları üreticilerine de hizmet vermeye başladık.
Korkmaz Çelik takım çeliğinin yanı sıra ısıl işlem alanında da faaliyet gösteriyor. Manisa ve Bursa Bölgelerinde ısıl işlem tesisleriniz var. Bizlere bu alanda vermiş olduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz? Bu tesislerinizden ve teknik özelliklerinden bizlere bahseder misiniz?
Türkiye’ye ilk vakum fırınlarını getiren firmayız. An itibari ile toplamda 9 adet sertleştirme ve temper fırını ile hizmet veriyoruz. Sertleştirme fırınlarımız 16 Bar basınçta soğutma kapasitesine sahip ve yerli üretimler. Daha öncede bahsettiğim gibi ısıl işlem konusundaki “Know-How” ımıza çok güveniyoruz. İtalya ve İngiltere’ye sattığımız çelikler, kaba işlemelerinden sonra yabancı firmalar tarafından geri Manisa’da ki tesisimize gönderiliyor ve ısıl işlemini biz yapıyoruz. Çünkü kendi ülkelerindeki ısıl işlemcilerden aynı kaliteyi ve performansı alamıyorlar.
Türk kalıpçılık sektörünün son dönemdeki gelişim grafiğini bizler için yorumlar mısınız? Sizce sektörün gelişmesi adına neler yapılabilir?
2015 yılında kalıp pazarı dünyada %6 büyürken, ülkemizde %25 büyüme gösterdi. Türkiye’de ki kalıp çeliği tüketimi 2004 yılına göre %216 artmış durumda. Büyümenin devam etmesi için, birlik ve beraberlik gerekmektedir. Bunun adresi ise UKUB’dur.
Büyüme rakamları ve miktarlar çok heyecanlandırıcı ve mutluluk verici tabii, ama büyük resmi görmek ve buna göre harekete geçmek, 2 - 3 hamle ilerisini görmek ve kendimizi hazırlamak çok önemlidir. Yıllardır Çinli kalıpçıların Türk kalıpçılardan daha uygun fiyat vermesinden şikâyet ediyoruz, ama önümüzdeki 10 yılda Avrupalı kalıpçılar daha uygun hale gelebilir. Endüstri 4.0 diye bir terim var, “Internet of Things” nedir ne değildir, öğrenmemiz ve kavramamız lazım. Kalıp sektöründe bulunan herkesin UKUB bünyesinde bir araya gelip, bu kavramlar üzerinde çalışması, diğer sanayi toplulukları ile bir araya gelip bazı amaçlar doğrultusunda harekete geçmesi gerekmektedir. Eğer bunu gerçekleştiremeyeceksek, Türk kalıp sektörünün büyümesinin yavaşlamasını demiyorum ama kalitesinin azaldığını görme riskimiz doğabilir. Daha kompleks kalıpların daha düşük masraflara daha hızlı bir şekilde yurt dışında üretilmesi ile karşı karşıya kalabiliriz.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz plan ve projeleriniz neler?
Korkmaz Çelik olarak bu yıl içinde bünyemize yeni bir ısıl işlem vakum fırını katıyoruz. Ayrıca hızlı büyümemizi devam ettirmek amacıyla, yeni bir servis merkezi kurmak için harekete geçtik, önümüzdeki aylarda bununla ilgili zaten haberleri duyacaksınız. Bunun haricinde kurumsallaşmak ve büyüyen miktarlarda hata payımızı minimuma düşürmek için hali hazırda ilerleyen ERP ve CRM projelerimiz var. Haziran ayı itibariyle bunları tamamlayarak, hizmet kalitemizi çok daha ileriye taşımayı düşünüyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Firmamızın Kurucusu, biricik rahmetli dedem, Mehmet Ganiyusufoğlu’nun ön sözünden bir kısmı eklemek isterim; “Dünya otomobil sanayisinin ilk yıllarında, bir yarışçı altındaki arabayı saatte 50 km hıza çıkararak birinci olmuş. Duygularını soran gazetecilere, ‘insan vücudunun dayanabileceği en son hıza yükseldim, bilinmeyen âlemi keşfe gitmeyi düşündüm’ demiş. Otomobil sanayi ile günümüz arası ancak insan ömrünün bir buçuk katıdır…
Günümüzde endüstrinin her kolunda yüksek hız ve kaliteli üretim, yaşam kuralı haline gelmiştir. Yarışçı bugünü görse, düşündüklerine kim bilir ne kadar gülerdi.”
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.