YİSAD Üyeleri Çanakkale'ye Çıkarma Yaptı...

Çanakkale’den feribotla Kilitbahir’e geçen ve ilk olarak Güney Cephesi’ni (Mecidiye Tabyası, Seyit Onbaşı Heykeli, Hastane Şehitliği, Şehitler Abidesi, Yahya Çavuş Şehitliği…) ziyaret eden üyeler, öğlen yemeği için Eceabat’a gittiler. Yemek sonrası Kuzey Cephesi’ni (Anzak Koyu, 57. Alay Şehitliği, Conk Bayırı…) ziyaret ederek şehitlik ziyaretlerini tamamladılar ve akşam 18.00’de otele döndüler.



Kısa bir süre dinlendikten sonra gündemi değerlendirmek, piyasalar hakkında fikir alışverişinde bulunmak maksadıyla toplantı salonuna geçen YİSAD üyeleri, Başkan Tuncay Sergen’in “Ülkemizdeki yassı çelik yatırımları, piyasalardaki son durum ve Çin’in damping politikaları” hakkında yapmış olduğu konuşmayı büyük bir dikkatle dinlediler. Konuşmasının başında Çanakkale Savaşları’na ve burada verilen mücadelenin önemine de değinen Sergen, gezi esnasında rehberin dile getirmediği bazı noktaları da üyelerle paylaştı: Çanakkale Savaşı’nda özellikle Anzaklar ve Türklerin centilmence savaştıklarına, savaş bittiğinde dost olarak ayrıldıklarına dikkat çeken Sergen; Atatürk ve arkadaşlarının kendilerini ilk olarak bu savaşta gösterdiklerini dile getirdi.



Çanakkale Savaşı ile ilgili sözlerinden sonra çelik sektörünün içinde bulunduğu genel durum ve sorunlar hakkında çeşitli tezler ortaya koydu. Bu tezlerden en dikkat çekeni ise yassı çelik sektöründe yapılan yatırımların fazlalığı oldu. Sıcak sacda, soğuk - galvanizli sacda üretici sayısı ve üretim miktarlarının arttığını söyleyen Sergen, buna karşılık ithalatta önemli bir düşüş olmadığını dile getirdi. Mevcut yatırımların; kapasitelerinin çok altında çalıştığını, buna rağmen üretim fazlasının oluştuğunu söyleyen Sergen, mutlaka farklı arayışlara ve yeni pazarlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.



Dünya piyasalarına bakıldığında yine üretim fazlalığı olduğunu belirten Sergen sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dünya demir çelik üretiminde de bir fazlalıktan söz edilebilir. Dünyada demir çelik üretimi 2010 yılında %15 artmış 1 milyar 410 milyon olmuş. 2011’de 1 milyar 518 milyon tona çıkmış. Tüketim 1 milyar 301 milyona tona ulaşmış. Yani 217 milyon ton dünyada fazla üretim var. Başka bir yabancı kaynakta ise 470 milyon ton üretim fazlalığı olduğu söyleniyor. Bu rakamlar az bir rakam değil.



Şimdi Türkiye’nin bu noktada bazı şansları var; İç piyasamız diğer ülkeler göre daha iyi. Üretimimizin çoğunu iç piyasada eritebiliyoruz. Bu potansiyelin daha da artma ihtimali var Türkiye’de. Çünkü Dünya piyasasında demir çelik tüketimi kişi başına 215 kilo iken bu rakam Türkiye’de 342 kilo; ama daha gelişmiş ülkelere baktığımızda Güney Kore 1157 kilo kullanıyor kişi başına. Tayvan 784 kilo, Çek Cumhuriyeti bile 596 kilo kullanıyor, Japonya 507 kilo kullanıyor. Bizim bu alanda biraz daha gelişme şansımız var. Çin kabataslak dünya üretiminin yarısını yapıyor. Dünya tüketiminin de yarısını tüketiyor. Çin ve Hindistan toplamda %69’unu tüketiyor. Çin’de de demir çelik üretimi çok hızlı gelişme gösterdi.



1949’da 158 bin ton demir çelik üretiyormuş. Biz ise 1938’de demir çelik üretimine Karabük’te çok daha büyük bir miktarla başlamışız. 1965’de 12 milyon tona çıkmışlar, 1977’de 23 milyon tona çıkmışlar. 683 milyon ton ile dünyaya demir çelik üreten konuma gelmişler. Başka bir açıdan bakıldığında demir çelikte başka bir trend daha var o da şu; 2000 senesinde sıvı çelik üreticileri toplam karın %78’ini alırlarmış. 2008’de çelik üreticisinin karı %35’e düşmüş.



Fakat kok kömürü üreticisinin 2000’de karı, demir çelik sektöründe yapılan tüm karın %7’si iken 2008’de %35’e çıkmış. Demir cevheri üreticileri de 2000’de %15 kardan pay alırken, 2008’de %26’ya çıkarmışlar kar paylarını… 2012’nin ilk altı ayında, Çin’in üretimi %1.8 artmış, tüketim ise %0.7 artmış. Her ikisinde de artış var ama aradaki fark yine de göze çarpıyor. Aradaki fazlalık az gözüküyor olabilir fakat bu üretim dünya için büyük bir rakam. Çelik üreticileri ödeme güçlüğü çekiyor, bankalar çeklerinin peşinde gibi haberler okuyoruz. Bu durumdan kurtulmak için fazla stoklarını eritmek adına dampingli bir fiyat uygulamaları gerekiyordu çıkış için, şu an yaptıkları da bu… 100 ila 150 dolar dünya piyasasının altında mal satmaya çalışıyorlar. Bu da biz ve bizim gibi ülkelerin piyasada rekabetçi olmasını zorlaştırıyor.”



Başkanın konuşmasının ardından karşılıklı soru – cevaplar ve fikir önerilerinin yer aldığı toplantı oldukça keyifli geçti. Program akşam yemeği ile sona erdi. Demir Çelik Store Dergisi Genel Koordinatörü Mustafa Aslan ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Köse de YİSAD’ın davetlisi olarak organizasyonda yer aldılar.

YİSAD gezisinde yer alan katılımcılar

ÜSTÜN MACİT – SERDAR GÜNEŞ MACİT BORU - İZMİR

. . .

İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.