Kur Savaşları KOBİ'lerimizi Etkiliyor
Müge Kula / Araştırma Uzmanı - Venbey Yatırım Menkul Değerler A.Ş. 1980 yılından itibaren tüm dünyada hızla yayılan küreselleşme olgusu ülkemizde de birçok reformun hayata geçirilmesine neden olmaktadır. Ülke ekonomileri ilgili dönem sonrasında bilindiği üzere dışa dönük sanayileşme ve liberalizme dayalı…
Müge Kula / Araştırma Uzmanı - Venbey Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
1980 yılından itibaren tüm dünyada hızla yayılan küreselleşme olgusu ülkemizde de birçok reformun hayata geçirilmesine neden olmaktadır. Ülke ekonomileri ilgili dönem sonrasında bilindiği üzere dışa dönük sanayileşme ve liberalizme dayalı ekonomi politikalarıyla yönetilmeye başlamıştı. Ülkemizde de kalkınma planları düzenlenirken ekonomik politikaların merkezinde küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) yer almaktadır.
KOBİ’ler ekonomiye sağladıkları yatırım, istihdam ve ihracata dayalı katma değerleri göz gönüne alındığında ülkenin büyümesi açısından ekonominin belkemiğini oluşturuyor. Kredi maliyetlerindeki artış, talep ve ülkelerin uyguladıkları düşük para politikaları ucuz ürün girişine sebep olarak ülke ihracatını zor duruma sokmakta.
Başta Çin ve Japonya olmak üzere parasını devalüe eden ülkeler haksız rekabet ortamı oluşturuyor. Bu bağlamda ülke ekonomisinin dinamiklerini oluşturan KOBİ’ler zor durumda kalmakta. Çin ve Japonya’nın başlattığı haksız rekabet kur savaşlarının başlamasına neden oldu. Son dönemlerde ülke Merkez Bankaları’nın uygulamak istedikleri farklı para politikaları, global çapta oluşan büyüme endişeleri ve jeopolitik riskler kurlar üzerinde aşırı volatil hareketlerin yaşanmasına neden oluyor.
Türkiye’de 2015 yılının uzun bir süresini kapsayan siyasi belirsizlik ortamı ve Fed faiz artırım beklentileri etkisiyle USDTRY kuru 3.0744 tarihi zirvesini test ederken, EURTRY kuru da 3.3684 seviyesine kadar yükselişlerini sürdürmüştü. Türk Lirası’nda görülen aşırı değer kaybı, kur üzerinden borçlanan KOBİ’lerin büyük kayıplar vermesine neden oluyor ister istemez. Siyasi belirsizlik ortamının ortadan kaldırılması ve hükümetin kurulmasıyla değer kazan Türk Lirası, yakın zaman önce Suriye sınırında hava sahası ihlali yapan Rus uçağının Türk jetleri tarafından vurulması ardından artan jeopolitik risklerin etkisiyle kısa zamanda kazanımlarını geri verdi. Gerek Fed etkisinin sürmesi gerekse Türkiye-Rusya arasında ve son zamanlarda Irak ile yaşanan gerginliğin devam ediyor olması Türk Lirası üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.
ABD Merkez Bankası (FED) bilindiği gibi 2008 krizinden bu yana sıfıra yakın faiz oranı politikası uygulamakta. 2014 yılının son aylarında varlık alımlarının sona erdirilmesinin ardından artık faiz artırım sürecinin eşiğine gelen Fed, ABD ekonomisinde gözlenen görece iyileşme (istihdam, ücretler ve büyüme de buna eklenebilir) ve Fed yetkililerinin söylemleri piyasaların faiz artış beklentilerini güçlendirdi. 15-16 Aralık tarihinde düzenlenecek Federal Açık Piyasa Komitesi’nde (FOMC) olası faiz artış kararının alınması tüm dünya ekonomilerini etkileyeceği gibi Türk Lirası’nın Dolar karşısında değer kaybetmesine neden olabilir.
Teknik açıdan USDTRY grafiği incelendiğinde, devam eden yükseliş trendinin etkisiyle 2.9880 seviyesini test eden kur yeni haftada boşluk oluşturarak 2.9560 seviyesinden açılış yaptı. USDTRY 2.9150 fiyat seviyesi üzerinde kalıcılık sağlaması durumunda yukarı yönlü fiyatlamasını 3.0000 ve 3.0800 seviyelerine sürdürmek isteyebilir. 16 Aralık’ta faiz artırımı yapılması durumunda piyasanın gözü oranın şiddetinde ve yapılacak açıklamalarda olacaktır. Piyasaların genel olarak beklediği 25 baz puan seviyesinde bir artırım gelmesi ve ardından 2016 yılında artırımların yavaş seyir izleyebileceği kanısı oluşursa Türk Lirası’nda güç kazanımları etkisini gösterebilir. Olası satış baskısının oluşması durumunda ise 2.9000 ve 2.8500 destek seviyelerine geri çekilmeler görebiliriz.
3 Aralık Avrupa Merkez Bankası para politikası toplantısında alınan kararlara göre gösterge faiz oranı değişmezken, mevduat faiz oranını beklentiler dâhilinde -0,20%’ den -0,30%’a çekilmişti. AMB Başkanı Draghi, varlık alım miktarında değişikliğe gidilmediğini ancak parasal genişleme programının Mart 2017’ye uzatıldığını açıklamıştı.
Bununla birlikte ana re-finansman ve TLTRO ihalelerine devam etme kararı alındığını ve yerel devlet tahvillerin de varlık alım programının kapsamında olacağını belirtmişti. Bunun yanı sıra ekonomik toparlanmanın devam ettiğini, alınan kararların toparlanma ivmesini kuvvetlendireceğini, 2016 ve 2017’de enflasyon oranlarında artış beklendiğini açıklamalarına eklemişti.
Açıklamalar sonrasında 3.0433 seviyesinden başlattığı yukarı yönlü seyrini 3.2870 seviyesine kadar devam ettiren EURTRY, yukarı yönlü fiyatlamasına devam etmesi durumunda 3.3025 ve 3.3280 seviyelerini test etmek isteyebilir. Satış baskının olması durumunda ise 3.2170 ve 3.1795 destek seviyelerine geri çekilmeler gözlenebilir.
Küresel piyasalardaki aşırı hareketlilik dış ticaret yapan KOBİ’lerin varlıklarını sürdürebilmeleri ve büyüyebilmeleri için döviz risklerine karşı korunmalarını gerekiyor. KOBİ’lerin riski minimum seviyeye indirmeleri için döviz riskini azaltan enstrümanları kullanmalarını öneriyoruz. Vadeli işlem piyasaları dediğimiz, türev araçlar olarak adlandırılan opsiyon, forward, future ve swap sözleşmeleri gelecekte döviz bazlı riskleri azaltmalarına yardımcı olacaktır.