Amerikan çelik üreticileri maliyetleri kısmak ve ihracatı arttırmak için doğal gazı tercih ediyor
Yıllardır endüstrinin sembolü olan Amerika çelik endüstrisi yabancı üreticilere karşı daha rekabetçi olmak için doğalgazı tercih ediyor.
Yıllardır endüstrinin sembolü olan Amerika çelik endüstrisi yabancı üreticilere karşı daha rekabetçi olmak için doğalgazı tercih ediyor.
ABD’nin iki en büyük çelik üreticisi olan U.S. Steel Corp ve Nucor Inc geleneksel üretim süreçlerini göreceli olarak daha ucuz ve bol olan yerli doğal gaz ile değiştiriyor.
Bazı uzmanlara göre; bu yeni teknikler çelik üreticilerinin sadece maliyetleri kısmalarını ve ülkedeki satış fiyatlarını düşürmelerini sağlamayacak, aynı zamanda ABD şirketlerinin Japonya, Güney Kore ve Avrupa’daki rakipleri ile ihracat pastasından bir dilim almak için rekabet etme şansına sahip olmalarını sağlayacak.
Çelik şirketlerinin danışmanı olan Locker Associates’den Michael Locker; "Gaz çelik için oldukça olumlu; ürün maliyetlerini gerçekten düşürüyor," dedi.
U.S. Steel Başkanı John Surma, bir röportajda üretimin bazı aşamalarında doğalgaz kullanılmasının daha pahalı olan kok kömürü kullanımını yüzde 10 oranında kesebileceğini söyledi.
İşgücü, enerji ve ulaşım gibi masrafların finansmanı ile bir ton çelik başına 6$ ila 7$ tasarruf edilebileceğini de belirtti. U.S. Steel her yıl 23 milyon ton üretim yapıyor.
West Chester, Pennsylvania’da endüstri danışmanı olan Metal Strategies’in yönetim müdürü Christopher Plummer, bir ton çelik üretmenin küresel ortalama maliyetinin yaklaşık 600 ila 700 dolar arasında olduğunu söyledi. Rus çelik üreticileri maliyet eğrisinin en altında, ton başına ortalama 500 dolara üretim yapıyorlar. Amerikan çelik üreticileri ise ton başına 625 ile 675 dolar arasında üretim maliyetiyle ortada kalıyorlar. En pahalı üretimi gerçekleştirenler ton başına 650 ile 750 dolar harcayan Japon ve Koreliler.
Yüzde 1 tasarruf kulağa pek fazla gelmese de, kok kömürü, demir cevheri ve hurda metal gibi ham madde maliyetlerindeki yüksek artışlar yüzünden sorun yaşayan bir endüstride, bu oran şirketler için ne kadar küçük olsa da önemlidir.
Şirketi dördüncü çeyrekte 226 milyon dolar net zarara giren ve bu son sekiz çeyrekte beşinci kez başına gelen Surma; "Maliyetlerimizin bir analizini yapın, beş yıl önceki maliyetlerden çok daha yüksek olduklarını göreceksiniz,” dedi. "Maden eritme ocaklarımıza daha fazla miktarda doğal gaz ekleyebilmek için yaptığımız sermaye yatırımı minimal ancak her yıl 20 milyon ton veya daha fazla çelik üretmeye başladığınızda potansiyel tasarruf kesinlikle belli olacak,” dedi.
Dengeleri Tersine Çeviren Bir Şey
Doğal gaz fiyatları 10-yılın en düşük fiyatlarını gösteriyor çünkü yeni bir teknoloji ABD’nin Güneydoğusunda büyük maden yatakları açtı ve çoğu çelik üreticisi de bundan daha fazla kullanmanın yollarını arıyor.
"Doğal gaz yeni odak noktası," diyor Amerika Demir ve Çelik Enstitüsü’nün Çelik Pazarı Geliştirme Enstitüsü başkanı Larry Kavanagh. "Bu yeni yapılan keşife kadar kömür temeli teknolojilerin geleceği yöneteceğini düşünürdük. Şimdi yakın gelecekte dengeler değişecek.”
Örneğin Nucor Louisina’da geleneksel bir maden eritme ocağı kurma planlarından vazgeçti ve bunun yerine çelik yapımı sürecinde kilit bir içerik olan doğrudan indirgenmiş demir (DRİ) üretmek için gazla çalışan bir tesis inşa ediyor.
750 milyon dolarlık tesis, yılda 2.5 milyon ton çelik üretmek için doğalgaz ve demir cevheri peletlerini Nucor’un çelik fabrikalarında kullanılan yüksek kalite doğrudan indirgenmiş demire ve geri dönüştürülmüş hurdaya çevirecek. U.S. Steel gibi Nucor da yılda yaklaşık 23 milyon ton çelik üretiyor. Nucor yetkililerine göre, doğrudan indirgenmiş demir (DRI) kok fırını/maden eritme ocağı için gerekenin üçte biri kadar ve sermaye yatırımının yarısından daha azına karbon ayak izi veriyor.
Nucor düşük masraflı gazın faydalarından yararlanmak için U.S. Steel’den daha iyi bir konumda olabilir çünkü Nucor elektrikli ark ocaklarında geri dönüştürülmüş çelik veya pik demiri eriten ufak bir haddehane işletmecisi. Elektrik pahalı ancak fırını yakmak için elektrik yerine doğal gaz kullanılarak maliyetler kısılabilir. U.S. Steel ise demir cevheri ile kok kömürünü maden eritme ocağında eriterek eski usule uygun olarak çelik üreten entegre bir üretici. Sonuç olarak, kömür yerine kullanabileceği doğal gaz miktarı sınırlı.
Nucor daha fazla doğal gaz kullanarak bir ton çelik maliyetinden ne kadar tasarruf etmeyi planladığını henüz söylemedi.
Elbette doğal gaz fiyatlarının sonsuza kadar düşük kalacağını kimse garanti edemez; ancak artan üretim nedeniyle fiyat artışları geçmiştekilere kıyasla daha sınırlı olacak. Eskiden fiyatlar değişkendi ve 2005’te fiyatlar İngiliz ısı birimi (BTU) başına 14 milyon dolar kadar arttı. Şimdiki BTU ile karşılaştırıldığında fiyatlar 2 milyon doların biraz üzerinde.
Küresel tahmin şirketi IHS’nin çelik hizmetleri müdürü John Anton, doğal gaz fiyatları tekrar yükselirse çelik şirketleri için çok az risk olacağına inandığını söyledi.
"DRI yüksek doğalgaz fiyatlarına dayanamaz; ancak yeni teknoloji ile, 30 yıl boyunca ³ dolar civarında düşük fiyatlar göreceğiz ve gelecekteki 80 yıl boyunca fiyatlar 8 doların altında olacak,” dedi.
Dördüncü çeyrek için 137 milyon dolar kar belirten Nucor, düşük fiyatları sabitlemek için çeşitli önlemler alıyor. Başkan ve Operasyon Direktörü olan John Ferriola Trinidad’daki DRI tesisinde uzun süreli doğalgaz sözleşmesinin olduğunu ve bu sözleşmenin ortalama maliyetinin milyon BTU başına 2$ olduğu söyledi.
Bunlara ek olarak, Nucor ve U.S. Steel potansiyel fiyat artışlarından korunmak için risk dengeleme teknikleri kullanıyor.
İhracatlar Arttırılıyor
Surma, doğal gaza geçişin Amerikan endüstri gücünün 110 yıllık bir sembolü olan U.S Steel’e 21. yüzyılda rekabet üstünlüğü sağlayabileceğini söyledi.
Çin temelli altyapı inşa etme artışı ile birlikte, Asyalı çelik üreticilerinin talebinin artması sonucu kok fiyatları son beş yılda oldukça yükseldi.
U.S. Steel koku tamamen doğal gaz ile değiştiremese de Surma şirketin mümkün oldukça fazla gaz kullanmaya çalışacağını söyledi. "Gaz çok ekonomik bu yüzden sınırları olabildiğince zorlamayı planlıyoruz,” dedi.
Steel Market Intelligence analiz uzmanı Michelle Applebaum 1970’lerden beri ABD’li çelik üreticilerinin rekabet güçlerini arttırmak ve yüksek işgücü ve cansız talep ile baş etmek için birçok adım attıklarını söyledi. “ ABD geçtiğimiz 30 yıl boyunca endüstriyi ayakta tutmak için kapasitenin üçte birini kesti. Bu da şirketleri rekabetçi hale getirdi, ABD hala ihracat için oldukça iyi konumlanmış durumda,” dedi.
Aslında, ABD çelik ihracatları durgunluk öncesi seviyelere kadar iyileşti. Amerikan Demir ve Çelik Enstitüsü bu yılın ihracatlarının 2011’deki 13.45 milyon tondan ve 2010’daki 9.3 milyon tondan daha yüksek olacağını ve 13.7 milyon tona ulaşacağını tahmin etti.
IHS’den Anton yakın gelecekte en fazla gelişmenin Avrupa ve Meksika’da olacağını tahmin ediyor. Asya ve Afrika’daki talep ise artacak. ABDli çelik üreticilerinin hem yurt içinde hem de yurt dışında Pazar paylarını arttırmalarını bekliyor.
"ABD’ye giren tüm ithalat çelik tüketiminin yüzde 20 ila 25’i. On yılın sonunda bu sayıların daha fazla düşmesini bekliyoruz,” dedi.
Apodaca, Meksika’da özel bir çelik alıcısı olan New Process Steel genel müdürü Jim Mahoney şirketinin fazla Birleşik Devletler, Kanada ve Meksika’dan çelik aldığını söylüyor.
"Çelik diğer ürünler gibi bir mal; nereden benzin alacağını seçen bir tüketiciden farksız,” dedi ve devam etti; “Bir kez uygunluk ve güvenilirlik konularıyla ilgilendiğiniz zaman iş fiyata geliyor,” dedi
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.