ÇELİK SERVİS MERKEZLERİ
Çelik Servis Merkezi; modern çağın pazarlama ve satış stratejilerinin bir ürünüdür aslında
Simit Sarayı gibi
Eskiden sadece fırınlar ve kafalarının üstünde tepsiyle gezen satıcılar vasıtasıyla satılan simitler; Simit Sarayı, Simit Dünyası gibi zincir fastfoodlarda çeşitli komponentleri ile tüketicilere sunulmaya başladı.
Gerek simidin içerisine eklenen çeşitli malzemeler, gerekse de yanında sunulan ürünlerle katmadeğer önemli ölçüde yükseltildi. Neredeyse günün her saatinde, istenilen çeşit ve tazelikte simidi buralarda bulabileceğinden emin olan tüketiciler, fırınlardan ve seyyar satıcılardan uzaklaşarak zincir simit fastfoodlara yöneldiler. Şöyle bir baktığınızda; Çelik Servis Merkezleri ile fazlasıyla benzeşen yönler var.
Eskiden sacı tüccarlar satardı. Doğrudan üreticiden alan veya yurt dışından ithal edip satan tüccarlar, bu tüccarlardan alıp satan aracılar ve bir şekilde alışverişe dahil olan komisyoncular vardı. Kimi büyük nihai kullanıcılar ise doğrudan yerli üreticiden veya ithalat yoluyla sac ihtiyacını karşılardı. Günümüzde ise yazımızın başında da belirttiğimiz gibi modern çağın gerekliliği olarak Çelik Servis Merkezleri sektörde yaygınlaşmaya başladı.
Sac; fırında veya seyyar satıcıda satılan simit olmaktan çıkıp zincir simit fastfoodlarda tüketiciye sunulan simitler gibi ÇSM’lerde nihai kullanıcılara sunulmaya başlandı. Nihai kullanıcılar; sacı diledikleri ebat ve miktarlarda ve diledikleri zamanlarda ÇSM’lerden temin edebileceklerini gördükleri için tüccarlardan uzaklaşıp buralara yönelmeye başladılar. ÇSM ile tüccar arasında oluşan farklılığa biraz daha değinecek olursak; tüccar, adı üstünde tüccar gibi düşünerek önceliği karlılık olarak belirler. Kolay ve hızlı satabileceği, aynı zamanda iyi kar bırakacak ürünlere odaklanır. Piyasa şartlarına göre kimi zaman stoklu, kimi zaman stoksuz çalışır. Her şeyden önce en büyük sermayesi kendisidir, edindiği tecrübedir. En küçük işlerde dahi son kararı daima kendisi verir. Tabir çok yerinde olurmu bilmiyorum ama çek karnesini dahi cebinde gezdirir. Kimi zaman peşin, kimi zaman çek, kimi zaman da açık hesap çalışır. Tüccarın ticari etiğine, kriterlerine akıl, sır ermez. Herkese sac satmaz. Dilediğine ise, elinde yoksa bile bir şekilde bulur, buluşturur temin eder. Bu bahsettiklerim, bir sac tüccarının genel profilidir fakat bu profile uymayan, eskiden beri kurumsallaşmaya önem veren büyük tüccarlar da mevcuttur. Peki, ÇSM nedir, nasıl olmalıdır? Tüccardan farkı nedir? ÇSM’ler alım yaparken, karlılıktan ziyade müşterilerinin taleplerine göre hareket ederler. Hızlı ve yüklü miktarlarda satılabilecek ürünleri stoklamak yerine müşterilerinin sürekli olarak ihtiyaç duyacağı ürünleri stoklarında bulundururlar. Belli bir ürünü; müşterisinin talebi doğrultusunda belli süre boyunca bulundurmayı taahhüt ederler. Müşterilerine “Elimde yok”, “Kalmadı”, “Haftaya gelecek”, “Gümrükte sorun var”, “Fabrikada mal yok” gibi bahaneler üretmezler, üretemezler. Müşterinin isteği doğrultusunda gerekli ebatlandırmaları yapıp, teslimatı tam zamanında gerçekleştirirler. Analizi yapılmamış, menşei belli olmayan ürünleri stoklarına sokmazlar. Satışını yaptıkları ürünün arkasında dururlar. Çalıştıkları firmalara sadece bir tedarikçi gibi değil, çözüm ortağı olarak yaklaşırlar. Stok, sevkiyat üretim ve diğer organizasyonlar belli bir disiplin içerisinde yürütülür. Aile şirketi dahi olsa şirket belli bir kurumsallıkta ve profesyonel kadrolarla hizmet verir. Bu ve bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Sizlerin de bildiği gibi birçok sac tüccarı, günümüz koşullarını göz önünde bulundurarak ÇSM kurdu, birçoğu da yatırım sürecinde…
Murat Köse
MM Medya - Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
[email protected]
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.