Toros Filtrasyon Teknolojileri: Dünyanın Dört Bir Tarafında Tercih Ediliyoruz
Toros Filtrasyon Teknolojileri Genel Müdürü Ertan Kurt ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Toros Filtrasyon Teknolojileri Genel Müdürü Ertan Kurt ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
25 yılı aşkın tecrübesi ile Türkiye başta olmak üzere, dünyanın dört bir tarafında tercih edilen Toros, birçok firmanın da Türkiye temsilciliklerini başarıyla üstleniyor. Şu ana kadar yaklaşık 16 ülkeye hem teknoloji hem de mühendislik ihracatıyla; danışmanlıktan tutun da ürün tedariki ve özel proje çözümlerine kadar tüm mühendislik hizmetlerini veren firma, dolayısıyla hem üreticiye hem de kullanıcıya destek olarak bilinçlendirme ve iyileştirme çalışmalarına öncelik veriyor. Kuruluşundan beri, istikrarlı bir biçimde hedeflerini büyüterek devam eden Toros, yeni projelerini ve yatırımlarını piyasaya sunmaya hazırlanıyor.
Toros Filtrasyon Teknolojileri Genel Müdürü Ertan Kurt ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Sorularımıza geçmeden önce bizlere kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Makine Mühendisi olarak Yıldız Teknik Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çalışma hayatımın, ilk olarak yaklaşık 10 yılı makine imalatı üzerine geçti. Bu süre boyunca, satış ve pazarlama mühendisi olarak adım attığım makine sektöründe; satın almadan, imalata, proje yönetiminden üst yönetime kadar birçok seviyede görev aldım. Son olarak yaklaşık 7 yıldır da Toros Filtrasyon şemsiyesi altında sektörde bulunmanın ve en saygıdeğer müşteri portföyüyle muhatap olmanın naçizane keyfini yaşıyorum.
Toros Filtrasyon’u tanıyabilir miyiz? Kuruluş aşamanız ve bu günlere gelişiniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Firmamız 1997 yılında İstanbul’da kuruldu. Kurulduğumuz ilk yıllarda ağırlıklı olarak hidrolik projeler gerçekleştirirken, buna daha sonraki yıllarda filtrasyon ve flushing işlerinin de eklenmesiyle hizmet şemsiyemizi daha da büyüttük. Özellikle pickling ve flushing konusunda Türkiye’de açık ara en tecrübeli firma olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Servislerimizin yanı sıra filtrasyon üniteleri, muhtelif çap ve boyutta hidrolik, yağlama, proses ve benzeri filtrelerin seri imalatına başlamamız da bundan 8 yıl öncesine dayanıyor. Toros markası altında Türkiye, Almanya ve İtalya’da üretilen ürünlerimiz dünyanın dört bir tarafına satılmaya devam etmekte. Ayrıca Alman - Amerikan Eaton Internormen, Hollanda menşeili RMF, Amerikalı NJT, Global Filter, İsviçre’li Compri ile Alman Peter Lonsdorfer gibi markaların Türkiye’deki tek yetkilisi yahut daha yerinde bir deyişle iş ortağı olmamızın yanı sıra, sektörlerinde söz sahibi olan İtalyan Settima, Alman Steimel ve Universal Hydraulik gibi birçok firmanın da Türkiye temsilciliklerini uzun sürelerdir başarıyla yürütüyoruz. Satış ve hizmetlerimizin yurtdışı oranı dolaylı veya direkt olarak %40 civarındadır ve bu oranı da hızla artırmaya devam ediyoruz. Şu ana kadar takribi 16 ülkeye hem teknoloji hem de mühendislik ihracatını başarıyla gerçekleştirdik; son günlerde ise Amerika, Kanada pazarında çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürmektedir.
Toros Filtrasyon olarak müşterilerinize hangi ürün ve hizmetleri sunuyorsunuz?
Bizim ana iş kolumuz flushing, pickling ve filtrasyon. Kısacası, müşterilerimize endüstriyel yağ ile ilgili aklınıza gelebilecek tüm ürün ve hizmetleri sağlıyoruz. Burada ana amaç yağın ömrünü mümkün olduğunca uzatarak, hem safi yağ maliyeti olarak bakıldığında ortaya çıkabilecek masrafları ve atık yağ maliyetlerini ortadan kaldırmak hem de yağın ömrü ile doğru orantılı olan sistem dayanımı ve verimini de doğrudan olumlu yönde etkilemektir. Şöyle özetlemek gerekirse; asıl amacımız verimliliği arttırmaktır. Bu amaca yönelik eğitim ve danışmanlıktan tutun, ürün tedariki ve özel proje çözümlerine kadar tüm mühendislik hizmetleri kapsamımızdadır.
Ağırlıklı olarak hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?
Aslında sektörleri herhangi bir sıralama ya da sınıflandırmaya tabi tutmamız pek doğru olmaz. Zira bizim işimizin tanımı “akışkan yönetimi”. Dolayısıyla endüstriyel yağın, suyun yahut kimyasalların olduğu her alanda biz de fiili olarak hizmet veriyoruz. Dolayısıyla, buradaki yelpazeyi madenden, çimentoya, gıdadan, demir çeliğe yaymamız mümkün. Lakin dönemsel olarak ülkemizde ve pazar alanlarımızda gerçekleşen yatırım ve yönlenmeler çerçevesinde enerji ve demir çelik sektörlerinin diğer sektörlere oranla daha hareketli olduğunu belirtmemiz sanırım pek de yanlış olmaz.
Sektörde en sık karşılaştığınız sorunlar nelerdir? Bunların iyileştirilmesi için çözüm arayışlarınız nelerdir?
Sektörün en büyük sorunu ‘yetişmiş personel ihtiyacı’dır. AKDER çatısı altında bu soruna çaba aransa da eğitimlerin konularının hidrolik ve pnömatik ile sınırlı olması bizim açımızdan gerçek bir çözüm olmamaktadır.Biz elimizden geldiği kadarıyla ve yetişebildiğimiz ölçüde eğitimler vermeye, danışmanlık yapmaya ve hem üreticiye hem de kullanıcıya destek olarak bilinçlendirme ve iyileştirme çalışmalarına öncelik veriyoruz. Biz her zaman bu çalışma hayatının ve özellikle bizim konumuzun bir okul olduğuna ve asla bitmeyeceğine inanıyoruz. Bu sebeple önceliğimiz, hayatın her alanında olduğu gibi bu konuda da eğitim ve gücümüz yettiğince de böyle devam edecektir diye umuyorum.
Sektöre sunduğunuz en yeni ürünlerinizden, özelliklerinden ve getirdiği avantajlardan bahseder misiniz?
Önceden de paylaştığımız gibi bizim odak noktamız flushing ve pickling. Dolayısıyla, pazara bu konuda hep öncülük ettiğimiz gibi hala da yeni ürünler, yeni yöntemler ve yeni standartlar getirmeye devam ediyoruz. 2014 yılından beri pazarda flushing’e yeni boyut getiren ve operasyonlarda en önemli hususlardan olan işlem süresini en verimli şekilde düşüren kuru flushing uygulamamız bunlardan sadece bir tanesi. Burada kaba partiküllerin boru hatlarından göz açıp kapayıncaya kadar uzaklaştırılması sağlanarak nihai ve hassas cidar temizliği olabilecek en kısa sürede geçilmiş oluyor. Tabi ki bu örneklerden sadece bir tanesi… Devam eden çalışmalarımız ve yatırımlarımız çerçevesinde yeniliklerimiz yavaş yavaş piyasaya sunulacak.
Türkiye’de hidrolik ve pnömatik ve makina sektörlerinin genel durumu, pazar büyüklüğü ve gelişimi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Sektörümüzün büyüme hızı, geçen seneleri dikkate aldığımızda yavaşlamış görünüyor. Özellikle Rusya, Irak ve Suriye gibi ülkelere ihracatın gözle görünür bir şekilde azalması; İran, Mısır, Azerbaycan ve Ermenistan gibi ülkelerin de kendi demir çelik endüstrilerini güçlendirmesi sektörü yavaşlatan sebeplerin başında geldiğini söyleyebiliriz. Buna karşın; otomotiv, inşaat ve savunma sanayii projelerindeki artış sektörü olumlu anlamda etkilemektedir. Türkiye’nin daha teknolojik projelere yönelmesi deneyimli mühendislik alt yapısı ile çok olağan görünüyor. Özellikle Toros Filtrasyon’un aldığı yurt dışı işlerde, yüksek teknolojik işleri alması bunun en önemli göstergelerinden biridir. Sektörümüzün hala hidrolik ekipmanlarda yurtdışına bağımlı bir durumda bulunması, makine sektörümüzü, askeri projeleri ve dolayısı ile sektörümüzü yıllarca tehdit eden bir durum. En büyük temennimiz ise sektörde kullanılan ekipmanların bir an önce yerlileşmesidir.
2015 yılı firmanız açısından nasıl geçti? 2016 yılı hedefleriniz neler?
Kuruluş yılımızdan beri, istikrarlı bir biçimde her sene hedeflerimizi büyüttük ve bu şekilde devam etmekteyiz. 2015 daha çok yurt dışı pazarının canlandığı bir yıl oldu bizim için. Yeni distribütörlüklerimizin eklenmesi, web sitemizin yeni yüzü ile müşterilerimize hizmete başlaması, Toros markalı ürünlerimize yenilerinin eklenerek piyasaya çıkması, Perpa binasında iki katlı ilave bir stok alanı ve atölyeye kavuşmamızla çok yoğun ve başarılı bir yıl geçirdiğimizi belirtebilirim. 2016 hedeflerimizin içinde özellikle uzun zaman harcadığımız ve artık son aşamasına geldiğimiz projelerimizin hayata geçirilmesi söz konusu. Şu andaki heyecanımızın en doğal sebebi ise büyük bir sabırla, deneyimlerimizi değerlendirerek oluşturduğumuz projelerimizi hizmete sunmaktır.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz plan ve projeleriniz neler?
Kısa vadede özellikle demir çelik, çimento ve marin sektörünün çok ilgisini çekeceğini düşündüğümüz paslanmaz filtreler konusunda dünyanın ileri gelen firmalarından biri olan Kanadalı Liztech ile distribütörlük anlaşmasında son aşamaya geldik. Yeni Toros filtrasyon ünitelerimizi bu yaza kadar sahaya çıkarabileceğimizi tahmin ediyorum. Bunun yanı sıra sektörlere özel saptanan sorunlara çözümler üreten yeni projelerimiz ve yeni ortaklıklarımız söz konusu. Sanırım bunların her birini anlatabilmemiz için sizlerle ayrı ayrı görüşmeler yapmamız ve derginizi doldurmamız bile gerekebilir.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Biz eğitimin asla bitmeyeceğini ve bunun da her bireyin asıl çıkış yolu olduğu düşüncesini şiddetle savunuyoruz. Ve bu hususta da çekinmeden, yılmadan gayretlerimizi sürdüreceğiz. Bu eğitim sevdamız bize şimdiye kadar sektörde standartları oluşturma ayrıcalığını tattırdı. Bu standartları yükseltmek ve her işletmenin hak ettiği seviyeye ulaşmasını sağlamanın da yine görevimiz olduğunu hissediyoruz ve ayrıcalığımızın değerini biliyoruz. Beraberce paylaşarak ve saygı göstererek büyüyemedikten sonra büyümenin ne anlamı var.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.