UKUB, Kalıp Sektörüne Yön Veriyor
UKUB Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Özoğul ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
UKUB Yönetim Kurulu Başkanı Şamil Özoğul ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
UKUB olarak, 2016 yılını sektörünüz açısından değerlendirir misiniz?
2016 yılı ülkemiz için, hepimiz için zor bir yıl oldu. Jeopolitik, ekonomik ve siyasal anlamda olumsuz olaylarla dolu bir yıl yaşamaktayız. Bizleri en çok üzen konu ise yüzlerce askerimizin ve vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep olan terör olaylarıdır. Umarım güzel ülkemizin güzel insanları bundan daha kötü bir yıl bir daha yaşamazlar. Kalıpçılık sektörü açısından 2016 yılı mevcut durumun muhafaza edildiği bir dönem oldu diyebilirim. Genelde alışkın olduğumuz büyüme oranlarını bu yıl yakalayamadık. Sektörümüzün toplam büyüklüğü yaklaşık 3,5 milyar Euro seviyelerinde durumunu muhafaza ediyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri ışığında her zaman umudumuzu ve hedeflerimizi yüksek tutuyoruz ve daha iyi bir Türkiye için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. 2017 yılı zor geçecek, bunun bilincindeyiz ancak yılmadan çalışmaya devam edeceğiz. Daha önceleri de ifade ettiğimiz üzere son 10 yılda Türk kalıpçılık sektörünün büyüme oranı % 250 olarak gerçekleşmiştir. Ara yıllarda düşüşler olsa da 2023 yılına kadar kalıpçılık sektörümüzün yaklaşık % 150 ila % 200 arası bir oranda büyüyeceğini öngörüyoruz.
UKUB’un 2016 yılında sektöre ve üyelerine yönelik gerçekleştirmiş olduğu çalışmalar hakkında bilgi alabilir miyiz? Kalıpçılar Vadisi’nde gelinen nokta hakkında bilgi verir misiniz?
Katma değeri son derece yüksek olan, derinlemesine uzmanlık gerektiren bir sektör olarak diğer birçok imalat sektöründen çok daha fazla oranda nitelikli insan kaynağına ihtiyaç duymaktayız. Haliyle birlik olarak eğitime çok önem vermekteyiz. Bunun bilinciyle 2016 yılı boyunca yine birçok eğitim organizasyonu gerçekleştirdik. Son olarak Kasım ayı başında, BEBKA (Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı) destekli Veri Analizi ve Raporlama Eğitimi düzenlendik. UKUB Teknoloji Merkezi’nde düzenlenen eğitim, 09-12 Kasım tarihleri arasında UKUB üyelerine ücretsiz olarak gerçekleştirildi.
Kalıpçılığın içinde bulunduğu sanayi tedarik zincirinin tüm paydaşlarını bir araya getirdiğimiz ve her yıl düzenlediğimiz önemli bir organizasyon haline gelen Ulusal Kalıpçılık Zirvesi’nin altıncısını Eylül ayında gerçekleştirdik. Sektör sorunlarını, çözüm önerilerini ve sektörden beklentileri masaya yatırdığımız, kalıpçılık sektörünün gelecek vizyonunun da değerlendirildiği zirveye sektör bileşenlerinin ilgisi oldukça yüksek oldu. Katılım arttıkça, bilgi paylaşımı da o kadar çok oluyor. Bu bağlamda, 70 kişiyle başlayan bir seminerin 350 kişinin katıldığı bir sektörel zirveye dönüşmüş olması bizleri sevindiriyor.
Ulusal Kalıpçılık Zirvesi’nde bu sene çok değerli konuşmacılar yer aldı. Sektörün sorunları ve Endüstri 4.0’ın sektörümüzde uygulanabilirliği tartışıldı. Mesleki eğitimin önemine dikkat çektik ve bu yıl ilk defa Zirve sonrasında bir sonuç bildirgesi yayınlayarak 2017 yılı için hedeflerimizi de belirlemiş olduk. Türk kalıp sektörünün gelişmesi için uluslararası alanda da UKUB’un tanıtımına devam ediyoruz. 2016 yılında yapmış olduğumuz yurtdışı gezilerini özetlemek gerekirse; Nisan ayında Japonya’da düzenlenen Intermold Kalıp Fuarı’nı UKUB Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Levent Ganiyusufoğlu ve üyelerimiz ile birlikte 15 kişilik bir heyet ile ziyaret ettik. 3 tane Japon kalıp firmasını gezdik. Sektörün Türkiye’deki genel durumunu ve UKUB’un faaliyetlerini anlattık.
Eylül ayında Tahran’da düzenlenen Sapco Saptool Fuarı’nı ziyaret ederek İran kalıp pazarı hakkında bilgi topladık. Kasım ayında Almanya’nın Frankfurt şehrinde organize edilen, bir anlamda kalıplığın geleceğine odaklanan Formnext Fuarı’nı 16 kişilik bir heyet ile ziyaret ettik. Yurtdışı gezilerimizde ve fuarlarda kalıp sektöründeki gelişmeleri uluslararası alanda tanıtma fırsatı buluyoruz. Ayrıca VDWF, WBA, JDMA, CEFAMOL, ISTMA ve JETRO gibi kalıpçılık ile ilgili yurtdışı birlik, dernek ve akademiler ile işbirliği yaparak karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduk, her fırsatta Türk Kalıpçılık sektörünün tanıtımını yaptık.
Bu yaklaşımımızı yurt genelinde yapılan fuarlarımızda da sürdürüyoruz. Aralık ayında UKUB işbirliği ile yapılacak olan Kalıp Avrasya fuarında UKUB olarak yine yerimizi alacağız. Kalıp ve otomotiv yan sanayi sektörünün en önemli markaları, bu yıl 9. kez kapılarını ziyaretçilere açan Kalıp Avrasya 2016 çatısı altında bir araya gelecek. TÜYAP Bursa Fuar ve Kalıp Avrasya Fuarı Türk kalıpçılık sektörü için çok önemli bir vitrin. UKUB olarak Türk kalıpçılık sektörünün, dünya pazarında kendine iyi bir yer edinebilmesi için çaba gösteriyoruz. Bize göre, fuarlar sektörel buluşmanın odak noktasını oluşturuyor ve sektörde faaliyet gösteren firmalar için çok önemli fırsatlar sunuyor. Ayrıca 11-16 Ekim tarihlerinde İstanbul Tüyap fuar ve kongre merkezinde gerçekleşen MAKTEK 2016 fuarına da katıldık ve faaliyetlerimiz hakkında katılımcılara ayrıntılı bilgi verme imkanı yakaladık.
Sektörümüzün gelişmesi adına çok önemsediğimiz çalışmalardan biri de Kalıpçılar Vadisi projesidir. Yönetime seçildiğimiz ilk günden bu yana dile getirdiğimiz en önemli projemiz kendi alanında derinlemesine uzmanlaşmış üyelerimizi kümelenme mantığı ile bir araya getirecek bir ihtisas organize sanayi bölgesi kurmaktı. Kalıpçılar Vadisi adını verdiğimiz bu projeyi hayata geçirmek üzereyiz. OSB içerisinde kendi alanında derinlemesine uzmanlaşmış 70 kalıp fabrikasının ve yaklaşık 30 adet yan sanayi firmasının faaliyet göstermesini hedefliyoruz. Her biri 3.000 metrekare olan sanayi parselleri üzerine yaklaşık 2.000 metrekare oturma alanlı, ideal boyutta modern Kalıphaneler kurulabilecek. OSB’nin içerisinde Kalıp Teknolojileri Ar-Ge Merkezi ve Ortak Kullanım Merkezi de kuracağız. Bu merkezler bünyesinde hizmet verecek olan farklı birimler olacak. Tersine Mühendislik Birimi, Analiz, Simülasyon ve Optimizasyon Birimi, Metroloji Birimi, LASER Sinterleme ve İşleme Birimi, Büyük Ölçekli Talaşlı İmalat Birimi ve Kalıp Deneme Birimlerini sırasıyla OSB içerisinde faaliyete geçireceğiz. Kalıpçılar Vadisi içerisinde kurulacak ortak kullanıma yönelik merkezler sayesinde işletmelerimiz ilk yatırım maliyetlerini ve işletme maliyetlerini düşürecek, güncel teknolojiyi yakından takip edebilecek, rekabet güçlerini arttıracaktır.
Üyelerimiz de biran önce OSB’nin tamamlanmasını ve yatırımlarını yaparak faaliyete geçmeyi bekliyorlar. Yalova Kalıp İmalatı İhtisas OSB, Yalova ve civarının da ekonomik kalkınmasına büyük katkı sağlayacak, istihdamı artıracak, doğayla dost, modern bir OSB olacak. Her geçen gün gelişen Yalova Üniversitesi, Körfez Köprü Geçiş Projesi, Bursa-İzmir Otoyolu, yeni hava ve deniz limanı projeleri ve Kalıp İmalatı İhtisas OSB, Yalova’nın değerini artıran unsurlar. Kalıpçılar Vadisi projemizi 2018 yılı sonuna kadar faaliyete geçirebilmek için tüm gücümüzle çalışmalara devam ediyoruz. Yalova’daki OSB projesine paralel olarak devam eden diğer OSB projemiz ise Bursa’dadır. Bu proje ile ilgili çok yakında üyelerimize güzel haberi vermeyi umut ediyoruz.
2017 yılıyla ilgili Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği’nin sektörün büyümesi ve sorunlarının çözümü ile ilgili beklenti ve önerilerini öğrenebilir miyiz? 2017 yılında UKUB olarak ne tür faaliyetler etkinlikler yapacaksınız? Önümüzdeki dönem için UKUB önceliği ne olacak?
Türkiye’de çoğu sektörde olduğu gibi kalıpçılık sektöründeki gelişim de çırak-kalfa-usta ilişkisi içerisinde tıkanıp kalmış. Bilimsel bilginin, teknolojinin yeterince dikkate alınmadığı ve kullanılmadığı, çoğunlukla zanaata dayalı, el melekesine dayalı bir süreç içerisinde gelişmeye çalışmış kalıpçılık mesleği. Özellikle 2000’li yıllardan itibaren hızla gelişen otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin daha çok ve daha nitelikli kalıba ihtiyaç duymalarıyla birlikte değerli kalıpçılarımız da yavaş yavaş bu duruma ayak uydurmayı başarmış ve sektörümüz kısa sürede yüksek teknolojinin kullanıldığı, oldukça nitelikli kalıpların üretildiği, katma değeri en yüksek sektörlerden biri haline gelmiştir.
Kalıpçılığın daha çok gelişmiş olduğu ülkelere baktığımızda müthiş CADCAM- CAE yazılımları, çok hızlı, çok eksenli, çok fonksiyonlu CNC tezgâhlar kullanıldığını görüyoruz. Teknolojinin her türlü nimetlerinden faydalanıyorlar. Çok değil, 30 yıl kadar önce kalıp üretim sürecinin içerisinde % 80-90 el işçiliği dahil geleneksel imalat işçiliği gerektiren işler varken, bu durum günümüzde tam tersine dönmüştür.
Günümüzde kalıp imalat sürecinin % 95 kadarı yüksek teknoloji içeren gelişmiş yazılım, donanım ve tezgâhlar kullanılarak, insani hata riskinin en aza indirildiği ortamlarda gerçekleştiriliyor. Kalıpçılığın en önemli katma değer unsuru ise her zaman kalıpçılık know-how bilgisidir. Eğer tüm teknolojik unsurların yanı sıra bu know-how bilgisine sahipseniz, küresel pazarda rekabet edecek gücünüz var demektir. Türkiye’de her alanda olduğu gibi bu süreç de geriden işliyor. Ülke olarak teknolojik gelişimimiz sürüyor fakat Avrupa’daki kadar hızlı değil maalesef. Avrupalı üreticilerle rekabet edebilen birçok kalıpçımız var. Ancak halen ustalığa ve el melekesine dayalı üretim yapan kalıpçılarımızın sayısı hiç de az değil. Bu mantıkta kalite, teslim süresi ve maliyet faktörleri tamamen kişilerin performansına bağımlı kalmakta, planlanan hedeflere ulaşılamamaktadır. Planlama yapamazsanız maliyetleri kontrol altında tutmanız ve rekabetçi olmanız, nihayetinde “güvenilir” bir tedarikçi olmanız da mümkün değildir.
Genel olarak baktığımızda Türk kalıpçılarında teknolojik eksikliğimiz çok fazla değil, ancak teknolojiyi doğru kullanmada eksiklerimiz var. Alman firmalar kendi menfaatleri doğrultusunda gelişmeye müsait bir Türk firması bulduğu anda, o firmaya sahip olduğu tüm bilgi birikimini aktarmaktan çekinmiyor. Eğer sizi kendisine tedarikçi olarak seçmişse, sizi geliştirmek adına elinden geleni yapıyor. Teknoloji olarak, makine parkı, ekipman, yazılım olarak bizim çok kayda değer bir eksiğimiz yok. Onları nasıl kullandığımız konusunda sorunlar var. Sonuçta esas olan kalıptan parçanın çıkmasıysa biz bunu yapabiliyoruz.
Fakat o kalıp ne kadar zamanda bitiyor; ilk parça kalıptan ne kadar zaman sonra çıkıyor? Almanlar aynı kalıbı 1000 saatte yapıyorsa, biz 1500 saatte yapıyoruz. Sonrası Almanlar’ın yaptığı kalıptan 5 sanayide bir parça çıkıyorsa, bizimkinden 8- 10 saniyede bir parça çıkıyor. Bu da bilgi ve tecrübe eksikliğinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak çıkan parçanın kalitesine bakarsanız hiçbir problem yok. Bu eksiklikler mevcut teknolojileri bu kadar iyi kullanamadığımızdan kaynaklanıyor. Özet olarak şunu özellikle vurgulamak isterim. Türk kalıpçısı gelişmek istiyorsa ihracata odaklanmalı. İhracat yapmak için gereken şartları sağlamaya gayret etmeli. Kazan-kazan mantığı içerisinde birlikte gelişmeyi özümsemiş tek bir ihracat müşterisi dahi bulduğunuzda değişim ve gelişim süreci başlayacak sizi kısa sürede başarıya taşıyacaktır.
Tüm imalat sektörlerinin en önemli sorunu nitelikli ara personel eksikliğidir. Meslek okullarımızda yeterli eğitimin verilmemesi bir yana artık gençlerimiz talaşın, yağın içinde, tezgahın başında çalışmak istemiyor. Daha yüksek ücret te ödeseniz artık hiç kimse bu tür işler yapmak, yorulmak istemiyor.
Maalesef üretmeden, tüketme, çalışmadan kazanma, hak etmeden elde etme peşinde koşan bir nesil yetişti. Bu büyük bir sorun ve maalesef sadece sektör olarak değil, toplumsal bir ülke gerçeği olarak hepimizi tehdit ediyor. Ülkemizde kalıpçılık eğitimi veren okullar yetersiz. Gazi Üniversitesi Kalıpçılık Öğretmenliği Bölümü vardı. Son yıllara baktığımda, sektördeki en iyiler hep o okuldan yetişmiş. O kadar iyiler ki oradan mezun olanların çok azı öğretmenlik yapıyor, genellikle kalıp öğretmenliği yapmak yerine firmalarda kalıp konusunda yüksek maaşlarla işe başlıyorlar ya da kendi firmalarını kuruyorlar. Fakat bu bölüm de yok artık. Sektörün durumunu düşünün ki, Türkiye’de meslek liselerinde öğrencilere kalıp eğitimi verecek olan kalıp öğretmenlerini yetiştirecek okul yok artık. Bizleri düşündüren önemli sorunlardan bir diğeri de büyük otomotiv projelerinde kalıpların Çin’den tedarik ediliyor olması. Çin’den kalıplar ucuza satın alınıyor, seri imalat onayı almamış kalitesiz kalıplar parası peşin ödenerek ithal ediliyor. Devreye alma aşamasında yapılan revizyon çalışmaları ve ek işçilik harcamaları muhasebe kayıtlarına üretim gideri olarak yansıtıldığı için kalıp satın alma maliyeti her zaman hedef bütçenin altında kalıyor ve bu durum satın alma biriminin başarısı olarak rapor ediliyor, yukarının genelde gerçek olumsuzluklardan haberi bile olmuyor.
Yurtdışından kalıp ithalatının engellenmesi gibi bir uygulamanın bu sorunu çözeceğini düşünmüyorum. Kötü kalıbın yanında iyi kalıpların gelmesi de engellenirse ülkemiz kaybeder. Bunun yerine yerli kalıp kullanımını teşvik edecek uygulamalara odaklanmak daha faydalı olacaktır. Örneğin yerli kalıba KDV muafiyeti, yerli kalıp satın alınmasına yönelik düşük faizli kredi verilmesi gibi.
UKUB olarak yukarıda bahsettiğim gibi bir bildirge yayınlayarak 2017 yılı için önceliklerimizi ve hedeflerimizi belirledik. Bildirgemiz alt bölümdeki gibidir.
1. Endüstri 4.0 (4. Sanayi Devrimi) verimlilik stratejisinin kalıpçılık sektöründe etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacı ile 2017 yılı içerisinde bir çalıştay düzenlenerek Türk Kalıpçılık Sektörü’ nün Endüstri 4.0‘a uyum süreci ile ilgili stratejik yol haritası oluşturacaktır.
2. Türk Kalıpçılık Sektör Raporu’nun oluşturulması için istatistiki bilgi toplama çalışmaları tamamlanacak ve rapor tüm paydaşlara sunulacaktır.
3. Sanayinin yapı taşlarından “Kalıpçılık Sektörü’’ ve sektöre ait bileşenlerin bir araya gelerek güçlenmesini sağlayacak en önemli proje olan Kalıpçılar Vadisi’nin ve içerisinde yer alacak olan Ortak Kullanım Merkezi ile Kalıp Teknolojileri Ar&Ge Merkezi’nin bir an önce hayata geçirilmesi yönünde ortak tavır ortaya konulmuştur. 4. Meslek liseleri ile dayanışma içerisinde bulunarak okullarımızın takım, malzeme, yazılım vb. ihtiyaçlarının tedarik edilmesine yönelik sanayicilerin organize edilmesi ve toplanan yardımların meslek liselerine ulaştırılması konusunda bir eylem planının oluşturulması kararlaştırılmıştır.
5. Meslek liselerinden gelen talep doğrultusunda Ulusal Kalıpçılık Yarışması’nın tekrar düzenlenmesi için çalışmalar başlatılacaktır. 6. Mesleki teknik eğitim içeriğinin Endüstri 4.0’ ı da dikkate alarak geliştirilmesi için ilgili bakanlıklara sunulmak üzere çalışma yapılmasına karar verilmiştir.
7. Sanayi tedarik zincirinin diğer paydaş STK’ları (OSD, TAYSAD, TİAD, PAGEV, BEYSAD) ile birlikte, yurtdışı ve yurtiçi rekabet gücümüzü arttırmaya yönelik ortak çalışmalar yapılacaktır.
8. Tüm sanayi sektörlerinin ortak sorunu olan insan kaynağı eksikliğinin giderilmesi yönünde yeni stratejilerin geliştirilmesi amacı ile çalışmaların başlatılmasına karar verilmiştir.
9. “Kalıp Mühendisliği Lisans Programı” ve/veya “İleri Kalıp Teknolojileri Yüksek Lisans Programı” benzeri programların oluşturulması yönünde üniversiteler ile çalışmalar başlatılacaktır.
10. Üyemiz olan kalıp firmalarına her yıl düzenli olarak denetim ziyaretinde bulunarak, sektör ilerleme raporu oluşturulacak, Ana ve Yan sanayi firmaları ile paylaşılarak sektörün güncel durumu hakkında bilgi verilecektir.
Sektöre ve sanayicilerimize vermek istediğiniz mesajlar var mı?
Ülkemizde yıllardır geliştirilmeye gayret edilen üniversite-sanayi işbirliğinin nasıl olması gerektiğine dair en güzel örnek, Aachen Üniversitesi Fraunhofer Enstitüsü’nün, Mercedes, Audi, BMW gibi ana sanayi devleri, yan sanayi firmaları ve onların alt tedarikçileri ile birlikte yürüttüğü çalışmalardır. Bu, ülkemiz için de model alınması gereken en etkili üniversite- sanayi işbirliği örneğidir. 15-18 Kasım tarihlerinde Frankfurt’ta düzenlenen Formnext Fuarı, artık “geleneksel” olarak ifade edilen kalıpçılık yöntemlerinin sergilendiği EuroMold fuarının yerini alan “geleceğin kalıpçılık” yöntemlerini ön plana çıkarmayı hedefleyen yeni bir organizasyon. Fuara anlam katan Formnext ifadesini “Geleceğin Şekli” olarak tercüme edebiliriz. Eklemeli imalat teknolojileri başta olmak üzere, gelecek nesil ürün geliştirme ve imalat teknolojilerinin sergilendiği ve ikinci kez düzenlenen fuara katılım ve ziyaretçi ilgisi beklenenin çok üzerindeydi.
Artık günümüzde “geleneksel” olarak ifade edilmeye başlanan, bildiğimiz kalıp imalat yöntemleri ile “eklemeli imalat” yöntemlerini bir araya getiren “hibrid” sistemlerin sergilendiği bu fuar gelecek imalat teknolojileri nasıl olacak, “geleceğin kalıpçılığı” nasıl olacak sorularına cevap niteliğinde bir gösteriydi adeta. Zaman hızla ilerliyor, teknolojik gelişimin ivmesi hızla artıyor. Bir yandan CNC tezgahlarımızın eksenlerini arttırmaya çalışırken, diğer yandan geleceğin teknolojilerini araştırmalı, anlamalı ve uzmanlık alanımıza uygun olanlarını belirleyip en çok 2-3 yıl sonraki yatırım bütçelerimize eklemeliyiz. Değiştiremeyeceğimiz bir geçmiş geride öylece dururken, “biçimlendirip” sahip olabileceğimiz bir gelecek bizleri bekliyor. Ancak hiç aklımızdan çıkarmayalım ki ülkemizin geleceği, gençlerimizin göreceği eğitime bağlıdır. Mevcut eğitim sistemiyle biz mi geleceği şekillendireceğiz gelecek mi bizi bunu hep birlikte göreceğiz.
UKUB üyelerinin yaptığı ihracat konusunda bilgi verir misiniz?
6. Ulusal Kalıpçılık Zirvesi sonunda yayınladığımız bildirgede de ifade ettiğimiz üzere sektörümüze ait en doğru istatistiki bilgileri toplayarak Türk Kalıpçılık Sektör Raporu’nu çok yakında sizlerle paylaşacağız. Şuan için kalıp ihracat tutarının 350 Milyon Avro civarında olduğunu söyleyebilirim.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.