Demir Çelik Sektöründe Kartlar Yeniden mi Dağıtılıyor?
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Türk ekonomisine etkisi hemen tüm sektörlere yayıldı. Rusya-Ukrayna savaşının çelik sektörüne yönelik etkileri derinleşiyor. İki ülkeden sevkiyatlarda sıkıntılar yaşanırken, ani yükselen hammadde fiyatları ise piyasada fiyat belirlemeyi zorlaştırıyor. Savaş, AB’li çelikçileri…
Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Türk ekonomisine etkisi hemen tüm sektörlere yayıldı. Rusya-Ukrayna savaşının çelik sektörüne yönelik etkileri derinleşiyor. İki ülkeden sevkiyatlarda sıkıntılar yaşanırken, ani yükselen hammadde fiyatları ise piyasada fiyat belirlemeyi zorlaştırıyor. Savaş, AB’li çelikçileri ise çok daha fazla etkiledi. Birçok firma artan enerji maliyetlerinden dolayı üretimi durdurmak zorunda kaldı.
Nitekim Alman Çelik Birliği doğalgaz ambargosuna ilişkin uyarılarda bulunarak, "Rusya'dan gelen doğalgaz olmadan şu anda çelik üretimi yapılamaz" dedi. Öte yandan Avrupa Komisyonu’nun Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle Rusya ve Belarus’tan çelik ithalatını yasaklaması arz tarafında da sıkıntılara yol açtığını görüyoruz. Tüm bunlar yaşanırken ABD ile İngiltere, çelik ve alüminyum ticaretinde uygulanan gümrük vergisini ve tarifeleri hafifleten bir anlaşmaya vardı. “Trump vergileri” olarak adlandırılan tarifelerin hafifletilmesi, Türk çelik sektörünün ABD pazarındaki rekabet olumsuz yönde etkiledi. Savaş nedeni ile Ukrayna’dan ithal ettiğimiz gemi sacı ithalatı durdu. Ukrayna’daki pik demir üreten fabrikanın Rusya tarafından bombalanması, Türk metal döküm sektörünü tedarik darboğazına soktu. Pik demir fiyatlarının iki hafta gibi kısa bir sürede yüzde 30 arttığı belirtiliyor. Bildiğiniz üzere sektör, ana girdi olan pik demirde tamamen dışa bağımlı ve yıllık bir milyon tonluk ithalatının yüzde 70’ini Ukrayna ve Rusya’dan yapıyor.
Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Başkanı Can Dinçer; yaptığı açıklamada “Yaşanan savaş nedeniyle hammadde tedarikinde tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi büyük bir önem arz etmektedir. Bu noktada, Ticaret Bakanlığımızın AB ve Güney Kore meşeli sıcak haddelenmiş yassı çelik ürünlere yönelik uygulamayı değerlendirdiği damping önlemleri sektörümüz ve diğer tüm imalat sektörleri için kaygı vericidir" dedi ve soruşturma konusu ürünlerin sektörün ana girdisini oluşturduğunu hatırlattı. Özellikle AB’den tedarik edilen ürünlerin büyük oranda üst kalite sacların üretimine girdi oluşturduğunun bilindiğini belirten Dinçer, "Ülkemizde istenilen kalitede yeterli kapasitenin olmayışı fiyat artışlarına sebep olacaktır. Sac hammaddenin beyaz eşya maliyetlerindeki oranı düşünüldüğünde, bu durumun Türkiye’nin enflasyonunu artırıcı yönde etkisi olmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Rusya-Ukrayna krizinin etki edeceği alanlardan biri olan demir çelik sektörü için, Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Ukrayna krizinin olumsuzluklar kadar, yeni imkanlar yaratacağının altını çiziyor. Bu yeni imkanlar hayata geçerse, 54 milyon ton olan üretim kapasitesi 2023’de 60 milyon tona yükselecek. Yayan, olumlu-olumsuz gelişmeleri şu gerekçelere dayandırıyor. “Bu ülkelerden yassı çelik, kütük ve slap alıyorduk. Hurda alımımız da vardı. Ukrayna 180 dolar, Rusya 100 dolar vergi getirince, Türkiye bundan olumsuz etkilendi. Bu kez ABD ve AB’den hurda alımına yöneldik. ABD ve AB’ye olan ihracatta da artış bekliyoruz. ABD’nin uyguladığı yüzde 25 verginin kaldırılması ve diğer ülkeler gibi ihracatımızı kotaya bağlamasını bekliyoruz. Rusya’dan alımları durdurdukları için bu beklentimizin ‘olumlu’ sonuç vereceğini umuyoruz. ABD’ye 1 milyon ton, AB’ye ise 6 milyon ton olan ihracatın Rusya/ Ukrayna krizi nedeniyle artacağına inanıyoruz. Krizin bu nedenle ciddi bir olumsuzluğa neden olacağını düşünmüyoruz.”
Yayan, üretim ve ihracatta son durumu şu sözlerle aktarıyor: Üretimimiz 44-45 milyon ton. İhracatımız 20 milyon ton. Girdi maliyetlerinde artış var. Krizin çözülmesiyle daha net sonuçlar elde edilebilecek. İç piyasada inşaat sektöründe durgunluk var. Ancak yılın ikinci yarısında canlanma bekliyoruz. Gelişmelerin sektörde yeni kapasite artışına ve yeni yatırımlara yol açacağına inandığını vurgulayan Yayan, 2023 yılında 60 milyon tonluk üretim beklentisi içinde olduklarını belirtiyor.