Türkiye'nin ham çelik üretimi yurtiçi talep ağırlıklı artıyor
2010 yılının Ocak-Ekim döneminde, Türkiye’nin ham çelik üretimi 12.7 oranında artışla, 20.98 milyon tondan, 23.64 milyon tona yükseldi. Uzun ürünlere yönelik ham çelik üretimi 4.5 oranında artışla, 17.2 milyon tondan, 17.98 milyon tona ulaşırken, yassı ürünlere yönelik ham çelik üretimi 49.8 gibi olağanüstü…
2010 yılının Ocak-Ekim döneminde, Türkiye’nin ham çelik üretimi 12.7 oranında artışla, 20.98 milyon tondan, 23.64 milyon tona yükseldi. Uzun ürünlere yönelik ham çelik üretimi 4.5 oranında artışla, 17.2 milyon tondan, 17.98 milyon tona ulaşırken, yassı ürünlere yönelik ham çelik üretimi 49.8 gibi olağanüstü oranda bir artışla, 3.77 milyon tondan, 5.66 milyon tona çıktı.
Böylece, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla, yassı ürünlerin toplam ham çelik üretimi içerisindeki payı, 18’den 23.9’a çıkmış oldu. Uzun ürünlerin payı ise, 82’den 76’ya geriledi. Son yıllarda hızlanan yassı ürünlere yönelik yeni kapasite yatırımları, nihayet 2010 yılında sektörün yapısı üzerindeki etkilerini tam olarak göstermeye başladı ve yassı ürünlerin payında önemli bir artış yaşandı.
Mevcut durum itibariyle, aylık üretim miktarları bazında, kriz öncesi seviye yakalanmış ve Ocak-Ekim döneminde 12.7 üretim artışı sağlanmış olmasına rağmen, sektörün kapasite kullanım oranının, henüz kriz öncesi seviyesine ulaşmadığı gözleniyor. Yeni kapasitelerin ağırlıklı bir şekilde yılın ikinci yarısında devreye girmiş olduğu hususu da göz önünde bulundurulduğunda, Ocak-Ekim dönemi itibariyle, çelik sektörünün kapasite kullanım oranının 70 civarında gerçekleştiği sonucuna ulaşılıyor.
Sektörün elde ettiği söz konusu üretim artışında, 2010 yılında devreye giren ve ithal ürünleri ikame eden yeni yassı çelik üretim kapasitelerinin ve yurtiçi çelik tüketimindeki 35 civarındaki artışın, en büyük paya sahip olduğu gözleniyor.
Uzun ürünlere yönelik ham çelik üretimi 4.5 oranında artarken, yassı ürünlerde ham çelik üretiminin, 50 civarında artış göstermesi ve toplam üretimdeki artışın 71 oranındaki bölümünün, yassı ürün üretimindeki yükselişten kaynaklanması, yeni kapasitelerin üretim artışı içerisinde sahip olduğu ağırlıklı payı net bir şekilde ortaya koyuyor.
Hemen belirtmek gerekir ki, Türkiye’nin yassı ürün üretimindeki artış, bir taraftan ihtiyaçlarını ithalat yolu ile karşılayan yassı ürün tüketen sektörlerin iç piyasaya yönelerek, yerli girdi tedarik edebilmelerine, diğer taraftan da yeni yassı ürün üretim kapasitelerinin oluştuğu bölgelerde, alt ürün grupları için yeni yatırımların ve istihdam alanlarının ortaya çıkmasına imkân sağlıyor.
Türkiye’nin çelik tüketimi ciddi bir iyileşme ve üretimi, kapasitedeki artıştan kaynaklanan bir toparlanma eğilimi içerisine girerken, yılın ilk 10 aylık döneminde, ihracattaki düşüşün henüz yeterince toparlanamadığı gözleniyor. Ocak-Ekim döneminde, Türkiye’nin toplam çelik ürünleri ihracatı 8.8 oranında düşüşle, 15.9 milyon tondan, 14.5 milyon tona gerilerken, ithalatı 10.7 oranında artışla, 8.6 milyon tondan, 9.5 milyon tona yükselmiş bulunuyor. Yılın ilk 10 aylık döneminde, uzun ürün ihracatının 23.7 oranında düşüşle, 10.2 milyon tondan, 7.6 milyon tona gerilemiş olmasının, kütük ve boru ürünleri ihracatındaki artışa rağmen, sektörün toplam ihracatının gerilemesine neden olduğu görülüyor. Miktar bazında daha az olsa da, yassı ürün ihracatının da 27.3 oranında düşüşle, 1.5 milyon tondan, 1.1 milyon tona indiği gözleniyor.
Global finans krizi sonrasında, çelik sektörümüz uluslararası piyasalardaki talep daralmasının da etkisiyle, uzun ürün ihracatında yaşanan gerilemeyi, kütük ihracatını arttırarak dengelemeye çalışıyor.
Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen, çelik sektörümüzün ihracatının ithalatı karşılama oranının, 2010 yılında 100’ün üzerinde gerçekleşeceği ve 2011 yılında devreye girecek yeni kapasitelerin de katkısıyla, bu oranın yeniden 120 seviyelerine çıkacağı tahmin ediliyor.