Demir fiyatlarında artış olmayacak
Türk demir-çelik üretici ve ihracatçıları, krizle birlikte yüzde 70 düşen demir fiyatlarında bir artış yaşanmayacağını öngörüyor. 2008 yılında tonu 1.600 dolara çıkan demir fiyatları, ekonomik krizden sonra dünyada tonu 500 dolara düştü
Türk demir-çelik ihracatçıları, kalitesine göre tonu 500 ile 540 dolar arasında değişen demir fiyatlarında bir artış beklemiyor. 2008 yılında tonu 1.600 dolara çıkan demir fiyatları, ekonomik krizle birlikte dünya genelinde 500 dolarda sabitlendi. İnşaat yapmak, demir fiyatlarının düşmesiyle ekonomik kriz öncesindeki döneme çok daha ucuz hale geldi ve yakın zamanda da demirde herhangi bir yükselme beklentisi yok. İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Serdar Koçtürk, hammadde fiyatının 25-30 dolar yükselmesiyle fiyatlarda geçici bir artış görülse de, büyük çelik tüketicisi ülkelerdeki talepteki durgunluğa bağlı olarak hızla yine ucuzladığını, demir fiyatlarında bir artış öngörmediklerini söyledi.
Borusan, İÇDAŞ, Çolakoğlu, Ereğli, Ekinciler gibi en büyük üretici ve ihracatçı firmalarının temsilci verdiği İstanbul Demir Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci ve yönetim kurulu üyeleri, gazetecilerle bir araya gelerek sektörün durumunu ve ihracat hedeflerini paylaştı. Dünya demir fiyatları hakkında bilgi veren Başkan Yardımcısı Serdar Koçtürk, hammadde dışında, üreticinin kârı dahil fiyatlara baktıklarında, son 35 yılın en kötü döneminin yaşandığını söyledi. Yassı çelik ürünlerinde ise Ereğli Demir Çelik'in fiyatlarına göre son 9 yılın en düşük fiyatlı dönemi yaşanıyor. Koçtürk'ün açıklamasına göre talepteki durgunlukla fiyatlar 500 dolar seviyesine düşerken, hammadde üreticisi Brezilya ve Avustralyalı 3 büyük oyuncu da, fiyatları dikte etmeyi başardı. Bu nedenle demir çelik üreticileri kâr marjının daraldığı bir devri yaşıyor. Türk üreticilerin inşaat demiri satışı da talepteki daralmaya bağlı olarak aylık 600 bin tondan 400 bin tonun altına geriledi.
Dünyadaki durgunluğa karşın Türk demir çelik sektörü, yassı çelik yatırım atağı sonrası ihracat hedefini büyüttü. Demir çelik sektörü, 2009 yılında 11 milyar dolarlık dış satımla Türkiye'nin toplam ihracatın yüzde 11'ini gerçekleştirerek en fazla ihracat yapan üçüncü sektör oldu. Bu yıl ise ihracatta ikinci sektör olmayı hedefliyor. Türk demir-çelik ihracatçıları geçen yıl 150 civarında ülkeye 17 milyon ton ürün satarak, dünya demir-çelik ihracatçıları arasında 7. sıraya yerleşti.
Namık Ekinci'nin açıklamasına göre Türkiye, 2009 yılında üretimindeki yüzde 5,6 düşüşe rağmen 25 milyon tonluk üretimle demir- çelik üreticileri arasında 10'uncu, Avrupa'da ise Almanya'nın ardından 2'nci sıraya yerleşti. 27 ham çelik üretici tesisi ve 200 haddehanesiyle Türkiye'de demir-çelik sektörü doğrudan ve dolaylı olarak 200 bin kişiyi istihdam ediyor ve 7,5 milyar dolarlık katma değer üretiyor. 2008 yılına kıyasla fiyatlarda yüzde 70'lere varan oranlardaki gerilemeye bağlı olarak ihracat rakamları da düştü. 2008 yılında aylık 2,5 milyar dolar olan çelik ürünleri ihracatı 2009 yılında aylık ortalama 1 milyar dolar seviyesine indi. 2010 yılının ilk 6 aylık döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 civarında gerilerken, değer bazında 5'lik bir yükseldi.
Cezayir pazarını Avrupa kaptı
Türk demir ve çelik ihracatçısı, önemli pazarlarından Cezayir'i, İspanya ve İtalya'ya kaptırdı. Türkiye, yıllık 2 milyon ton demir sattığı bu ülkeden ihracatçı 1 milyar dolar gelir bekliyordu. Ancak ekonomik krizden sonra ülkesindeki tesislere demir satışı azalan İtalya ve İspanya, kısmen de Yunanistan, Avrupa Birliği Serbest Ticaret Anlaşması'yla, Türk şirketlerine göre sağladığı yüzde 15'lik vergi avantajını kullanarak Cezayir pazarını Türk şirketlerinin elinden aldı. Petrol yatırımında vergi olmadığı için sadece Borusan, bu ülkeye geçen yıl 300 milyon dolarlık ve bu yıl da 100 milyon Euro'luk boru satmayı başardı. Serdar Koçtürk de, "İtalya ve İspanya, bizi Cezayir'den sildi. Yüzde 15'lik vergi, bizim ayağımızda pranga oldu." dedi
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.