Osman Türeyyen: İhracat Engelleri Devam Ederse İç Piyasa Lokomotif Olacak
Osman Türeyyen, Demir Çelik TV’ye verdiği röportajda, Türkiye’nin çelik üretim kapasitesinin ancak yarısının kullanılabildiğini belirterek, ihracat önündeki engellerin kaldırılması halinde sektörün büyük bir atılım yapabileceğini söyledi. ABD ve Avrupa’da uygulanan kotalar ve ek vergilerin Türk çelik üreticilerini zor durumda bıraktığını vurgulayan Türeyyen, 2025’te ihracatın sınırlı kalması halinde iç piyasanın sektörü ayakta tutan ana unsur olacağını ifade etti.
Demir Çelik TV olarak Kallanish Steel Scrap 2025 etkinliğinde, Metkim Metal Makine Kimya San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. Kurucu Ortağı Osman Türeyyen ile bir araya geldik. 2001 yılından bu yana demir çelik sektöründe faaliyet gösteren , 2024 yılının değerlendirmesini yaparak 2025’e dair öngörülerini ve sektörün en önemli gündem maddelerini paylaştı.
2024’e Genel Bakış: “Zor ama Kötü Değil”
Osman Türeyyen, 2024’ün Türkiye için “zor ancak kötü olmayan” bir yıl olduğunu ifade etti. Yaklaşık 36 milyon ton civarında gerçekleşen üretimin, bir önceki seneye göre artış gösterdiğini belirtti. İhracatın da beklentilerin aksine fena gitmediğine değinen Türeyyen, düşük kârlılıklara rağmen sektörün dayanıklılığını koruduğunu söyledi.
“Kâr marjlarının düşüklüğü ayrı bir konu, fakat 2024 yılını tamamen olumsuz görmek doğru değil. Özellikle iç piyasa, son üç-dört yıldır olduğu gibi sektörü ayakta tutan en büyük unsur.”
2025 Yılına Dair Beklentiler: “Belirsizlik ve İhtiyatlı İyimserlik”
2025’e geçiş konusunda Türeyyen’nın vurguladığı nokta, artık uzun vadeli öngörülerin yapılamaması oldu. Eskiden 3-5 aylık tahminler yapılabilirken, günümüzde ancak birkaç haftalık kestirimlerin mümkün olduğuna dikkat çekti. Özellikle ABD’deki başkanlık değişikliği sonrasında gündeme gelen yüzde 25 ek vergi hamlesinin sektörde yeni bir tedirginlik yarattığını aktardı.
“2025, 2024 kadar iyi olur mu? Belki biraz daha aşağıda kalabilir. Çünkü uluslararası ticaret politikalarında belirsizlik sürüyor ve bu durum piyasalara tam anlamıyla yansımış değil.”
Kapasite Kullanımı ve Üretim Miktarları
Türeyyen, sektörün en önemli gündem maddelerinden birinin kapasite kullanımı olduğunu vurguladı. Türkiye’nin teorik çelikhane kapasitesinin 60 milyon ton civarında olduğunu hatırlatan Türeyyen, 2024’te gerçekleşen 33-34 milyon ton seviyesindeki imalatın ancak yarıya tekabül ettiğini belirtti.
“Türkiye’de kullanılmayan büyük bir kapasite var. Bu sorun, iç piyasadaki talebin sınırlı kalması ve ihracata getirilen engellerle daha da derinleşiyor.”
İhracat Engel ve Kotaları: “Asıl Problem, Yurtdışı Bariyerleri”
Türeyyen’ya göre çelik sektörünün en büyük problemi ihracatın kısıtlanması. Amerika ve Avrupa gibi büyük pazarlarda kotalar, ilave vergiler ve koruma tedbirleri, Türk çeliğinin dış pazarlara erişimini zorlaştırıyor. Bu nedenle Güney Afrika, Güney Amerika gibi alternatif destinasyonlar gündeme gelse de henüz sınırlı miktarda ihracat yapılıyor.
“Eğer hükümet destek verip bu engellerin aşılması için diplomatik ve ticari girişimlerde bulunabilirse, kapasite kullanımımızı artırmak daha kolay olur. Aksi takdirde, iç piyasa yine lokomotif konumda kalacak.”
Devlet Desteği ve Yarım Mamul İthalatı
Osman Türeyyen, Türkiye’de hükümetin demir çelik sektörüne destek vermesinin kritik olduğunu belirtti. Özellikle yarım mamul ithalatının kontrolsüz şekilde artmasının, yerli üreticileri zor durumda bıraktığını savundu:
“Yurt dışından gelen yarım mamullerin ithalatında sıkı bir denetim olmalı. Aksi halde, iç piyasada rekabet çarpık biçimde gelişiyor ve yerli üreticilerimiz, maliyet baskısı altında kalıyor.”
Geleceğe dair en büyük umudunun, devletin bu konuda hızlı ve etkili bir düzenleme yapması olduğunu vurgulayan Türeyyen, “Türkiye’nin çelik potansiyeli çok büyük, bu potansiyeli doğru kullanmak için iç ve dış engelleri aşmak zorundayız” dedi.
Sonuç: “Belirsizlik Ortamında Sektör Ayakta Kalabilmeli”
Kapanışta Osman Türeyyen, çelik sektörünün dinamizmine rağmen küresel belirsizlik ortamında öngörü yapmanın zorlaştığını tekrar hatırlatarak, “Yine de Türkiye’deki iç talep sektörü canlı tutuyor. Eğer ihracat bariyerleri bir nebze hafifler ve yarım mamul ithalatı kontrol altına alınırsa, 2025’te sektör daha iyi bir performans gösterebilir” sözleriyle röportajı noktaladı.
Metkim Metal gibi sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren şirketlerin deneyimleri, Türk çelik sektörünün ihtiyaç duyduğu politika değişikliklerine ışık tutuyor. Kapasite kullanımını artırmak, ihracatta çeşitlilik sağlamak ve dış ticaret engellerini azaltmak, 2025 ve sonrasının en önemli gündem maddeleri olarak öne çıkıyor.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Sivas İş Dünyası. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.